Taha Kılınç
Ölçü
Muhammed Hâmid bin Tirmizî "rahmetullahi aleyh" hazretleribuyurdular ki;
İnsanların en kötü ahlâklısı, dostunu düşmanını ayırmayan ve sohbet ehlinden uzak yaşayandır.
Kalb ve vakit, insan için sermâyedir. Fakat kalbini kötü zanlarla, düşüncelerle meşgûl eder. Vaktini de boş şeylerle geçirir, zâyi eder. Bu ne acı bir hâldir. Sermâyeyi kaybedene kim kâr getirebilir.
Bir kimsenin bir müslümanı hor görmesi, îmân ve mârifet zayıflığındandır.
Herhangi bir insana bir iyilik etmek, gökten lamba olarak yere inse, bu iyilikten hasıl olan nur o kadar parlaktır ki; güneş onun yanında çok sönük kalır. Hele bu hizmet ile bir insanın hidayetine sebeb olunursa, kıymeti hiç ölçülemez.
Kim Allah içinse Allah da onun içindir. Allahü tealanın rızasını düşünerek hareket edenleri, insanlar ne der diyerek Allahü tealanın rızasından vazgeçmeyenleri, insanların kızacakları işlerde Allahü tealanın rızasına uyanları Allahü teala himayesine alır. İnsanların rızasını gözetip, Rabbimizin rızasına uymayanların, Allahü tealanın gadab edeceği işlerde insanların rızasına uyanların işini insanlara bırakır.
Kim dine sahip çıkarsa, din ona sahip çıkar. Hadis-i kudside buyuruluyor ki; "Ey dünya, dine hizmet edene hizmetci ol, sana hizmet edenlere zorluk çıkar".
Şiblî "rahmetullahi aleyh" hazretleri buyurdular ki;
Dört yüz hocadan ders okudum. Bunlardan dört bin hadîs-i şerîf öğrendim. Bütün bu hadîslerden bir tânesini seçip kendimi ona uydurdum. Çünkü, kurtuluşu ve ebedî seâdete kavuşmayı bunda buldum ve bütün nasîhatleri hep bunun içinde gördüm. Seçtiğim hadîs-i şerîf şudur:
"Dünyâ için, dünyâda kalacağın kadar çalış! Âhiret için, orada sonsuz kalacağına göre çalış! Allahü teâlâya muhtâç olduğun kadar itâat et! Cehennem'e dayanabileceğin kadar günâh işle!"
Bu dünya ahiretin tarlasıdır. Bu tarlaya faydalı tohumlar ekenler öbür dünyada bire yüz bire yediyüz karşılığını alacaklardır. Bu tarlaya faydalı tohum değil de gerçek tohumlar değil de zararlı tohumlar ekenler, o zararlı tohumların sonucu olarak da zararlı yere gidecekler. Bütün bunların neticesinde, insanın hem iyi huylu olabilmesi, insanın hem tarlaya faydalı tohum ekebilmesinin en büyük yine şartı; iyi arkadaş bulmaktır. Kötü arkadaşla beraber olan ne kadar iyi olursa olsun bir gün bozulabilir. İyi arkadaşla beraber olan, kendisi bozuk bile olsa yine bir gün kurtulabilir.
Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki; "aleyhissalatü vesselam", Ben bu dünyada iki insana gıpta ederim, imrenirim, Biri, ilim sahibidir cehaletle savaşır. İkincisi, çok zengindir fukaralıkla, fakirlikle savaşır. İkisi de çok faydalı hizmetler yapar. İlim erbabı, ilim sahipleri bir nurdur, bir ışıktır. Cenab-ı Peygamber "aleyhissalatü vesselam", ilmi çok methetmiştir. Âlimler çok meth etdilmiştir. Rütbetü'l-ilmi ale'r-rutebbuyurmuşlardır. Yani, ilmin insana verdiği rütbe rütbelerin en yücesidir. Fakirlik çok sıkıntılıdır. Çok üzüntülüdür ama hali vakti yerinde olup da Allahü tealanın verdiği imkanları fakir fukaraya dağıtan, yediren, içiren, besleyen, onlara iyilik eden, Allah indinde çok makbul bir insandır. Peygamberimiz "aleyhissalatü vesselam"; bu iki insana ben imrenirim,buyurmuşlardır.