Metin Özer
Laik yobazların CHP dini
CHP kurulduğunda yaptıkları ilk iş, ‘Devletin dini, İslam’dır’ ibaresini kaldırmak, yerine laikliği getirmek oldu.
Böylece; CHP için laiklik, dine dönüştü.
Geçen zamanda evrim geçirdiler.
Geçirdikleri evrimle; laiklikle CHP yer değiştirdi.
Bu kez, laikler için CHP din haline geldi.
CHP’yi din haline getirince, bu partiye oy vermeyi bir ibadet gibi görmeye başladılar.
Laikler, CHP’ye oy vermedikleri takdirde ahirette Mustafa Kemal tarafından hesaba çekileceğine inanıyor.
CHP’ye oy vermezlerse; imanlarının gidip, dinsiz kalacaklarını sanıyor.
Oy vermemek bir yana, sandığa gitmemeyi bile büyük günah görüyorlar.
Böyle gördükleri için de her seçim ve her şart altında CHP’den şaşmıyorlar.
Örnek mi?
En güzel örnek, Kemal Kılıçdaroğlu…
Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geldiği 2010 yılından beri; 2 halk oylaması, 3 genel seçim, 2 yerel seçim ve bir cumhurbaşkanlığı seçimi kaybetti.
CHP’liler; Erdoğan’a karşı 8 seçim kaybeden Kılıçdaroğlu’na 9’uncu seçimde de oy vermeye hazırlanıyor.
Bir güzel örnek de İzmir.
Af buyurun İzmir’i B.k götürüyor, kimin umurunda.
Başkan CHP dininden olsun yeter.
Her yağmurda İzmir’i sel basıyor.
İzmirli dert edinmiyor.
İzmir Körfezinde kokudan geçilmiyor.
CHP’liler o pis havayı içine çekip, Soyer’e övgüler yağdırıyor.
Soyer kanalizasyonu içme suyu şebekesine bağlasa, emin olun bu İzmirliler asla rahatsız olmaz.
O pis suyu bardaklara koyup ‘Şerefe’ diye kafaya dikerler.
Başkanın CHP’li olması yeterli.
İzmirliler icraata değil dindaşlarına oy veriyorlar.
CHP’ye oy vermemeyi dinsizlik gibi gören bu güruhtan başka ne beklenir.
Önümüzde bir seçim var.
İzmir’in oyuna bakın, sözlerimin ispatını görürsünüz!
Ankara’nın Çankaya’sı, İstanbul’un Kadıköy, Şişli ve Beşiktaş’ı hep aynı kafa.
Yeter ki başkan CHP’li olsun.
Bizim Laikler icraat veya başarıya değil, din gibi gördükleri CHP’ye oy verir.
Son 50 yılın seçim sonuçlarına bakın.
10 Ekim 1965 seçimleri; CHP % 28.
2 Ekim 1969 seçimleri; CHP % 27.
6 Kasım 1983 seçimleri; CHP % 30.5.
29 Kasım 1987 seçimleri; CHP % 24.5.
20 Ekim 1991 seçimleri; Sosyal demokrat Halkçı Parti % 21.
24 Aralık 1995 seçimleri; CHP+DSP % 25.
18 Nisan 1999 seçimleri; DSP % 22. (CHP katılmadı)
3 Kasım 2002 seçimleri; CHP % 19.5.
22 Temmuz 2007 seçimleri; CHP % 20.8.
12 Haziran 2011 seçimleri; CHP % 25.9.
7 Haziran 2015 seçimleri; CHP % 24.9.
1 Kasım 2015 seçimleri; CHP % 25.3.
24 Haziran 2018 seçimleri; CHP % 22.6.
CHP yüzde 20-25 bandına demir atmış durumda.
50 yılda dünyada pek çok şey değişti. Değişmeyen CHP’nin oy oranı oldu.
Ne artıyor ne azalıyor. Yüzde 20-25 oranına demir atmış haldeler.
50 yıl önce CHP’ye oy verenler ölüp gitti.
Ölen CHP’lilerin eksikliğini, CHP dinine göre yetiştirdikleri çocukları aldı.
Bunların “Z kuşağı” dediği aslında o ölen CHP’li babaların çocukları.
Babaları sağlıklarında çocuklarını sıkı bir eğitimle CHP’ye iman ettirdi.
Bu çocuklar aynı babaları gibi; isme ve icraata bakmaksızın CHP’ye oy veriyor.
Babaların yerini bu çocuklar alınca, seçimlerde CHP’nin oyu ne artıyor ne de azalıyor.
Ha bu arada, CHP’ye oy verenler öyle cahil falan da değil.
Hepsi okumuş çocuklar.
Büyük kısmı üniversite mezunu, Öğretim görevlisi, doktor, avukat, işadamı, yazar, çizer, tiyatrocu ve sanatçı.
Okumuşlar ama hepsi yobaz olmuş.
Parti değiştirmeyi din değiştirmek gibi görüyorlar.
Vücudunu teşhir etmekten başka bir meziyeti olmayan bir manken, AK Parti’ye oy verenlerle ilgili şöyle demişti, “Benim oyumla çobanın oyu nasıl bir olabilir?”
Aklı sıra AK Partilileri küçümsemişti.
Çoban dediklerinin oy verdiği o parti; SİHA yaptı, milli uçak yaptı, helikopter yaptı, Milli motor yaptı. Milli denizaltı ve uçak gemisi yaptı. Sayısız füze yaptı.
Yetmedi; yol yaptı, tünel yaptı, köprü yaptı, denizin altında araba geçirdi. Her şehire bir havalimanı yaptı, Metro yaptı ve hızlı tren yaptı. Bütün yurda muazzam hastaneler yaptı.
Şimdi dar gelirli vatandaşını ev sahibi yapıyor.
Senin oy verdiğin parti ne yaptı?
Heykel yaptı, musluk yaptı.
Daha önce yazmıştım…
Bunların bu körlüğünün nedeni kanlarına giren Laik yobaz virüsü.
Bu virüsün çok sinsi bir özelliği var.
Laik Yobaz Virüsü ilk önce beyinde din ve maneviyat duygusunun olduğu bölüme saldırıp, burasını tahrip eder.
Allah göstermesin bu virüs bir kere bulaştığı zaman, son nefese kadar yakanı bırakmaz.
Koronavirüs gibi maskeyle falan da kurtulamazsın.
Allah’tan bulaşıcılığı yok.
Laik yobaz virüsü, genetik bozuklukla oluşuyor.
Soydan geçiyor yani.
Direk beyne yerleşip kişinin yaşam kalitesini düşürüyor.
Virüs beyinde dolaşırken girdiği kısımları katılaştırıp, sertleştirir.
Laik Yobaz Virüsü taşıyanlara, “Beton kafalı” denilmesinin sebebi de budur.
Laik yobazlara bir bakın!
Kelime hazneleri çok dardır. Hemen hepsi benzer kelimeler kullanır.
Cumhuriyet, Atatürk, laiklik, barış, çağdaş, demokrat, ilericilik, yurttaş, özgürlük ve hakça düzen…
Kurdukları her cümlede bu 10 kelime, bir veya birkaç yerde geçer.
Laik Yobazlar Bir yere başkan seçildiklerinde, o yerin cadde ve sokak isimlerini de mutlaka bu 10 isimle değiştirir.
Park ve bahçelere; Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli ismi vermeye bayılır.
Laik yobazlar; kendilerini ilerici, kendilerinden olmayanı gerici kabul eder.
İlericidirler ama özlemleri hep geçmişedir!
Laik Yobazlar İslam’ın olmazsa olmaz emri olan; namazı kılmaz, orucu tutmaz, zekâtı vermez ve hacca gitmez.
Buna karşılık dinen haram kılınan; içkiyi içer, zinayı yapar, örtünmez ve faiz yer.
Haksızlık etmeyelim, cenaze namazlarını kaçırmazlar.
Bir yakınları öldüklerinde işi gücü bırakıp camiye, pardon cami bahçesine koştururlar.
Cenaze namazı caminin içinde olsaydı muhtemelen buna da gelmezlerdi.
Laikler, laik olmayanların bastığı yere basmaktan pek hoşlanmaz.
Bir de çorapla dolaşmayı sevmezler. Bu yüzden caminin içi yerine dışını tercih eder.
Laikler; Allah’ın ‘yap’ dediklerini yapmaz, ‘yapma’ dediklerini eksiksiz yapar.
Bu haldeyken dindarların cehenneme, kendilerinin cennete gideceğine inanır.
Nedenini sorduğunuzda; “Bizim kalbimiz temiz. Biz hayvanları seviyoruz” der.
Laikler 50 yıldır depresyonda ve mutsuzdur.
Nasıl mutlu olsunlar?
Her seçimde kaybet, her seçimde kaybet.
Hemen hemen bütün CHP’liler, depresif moda girmiş durumda.
“Depresif mod” un belirtileri; Hayattan az keyif alma ya da hiç almama, Çevresinde olup bitenleri tam algılayamama. (Türkiye’nin doğalgaz keşfine, Milli uçak ve SİHA yapımına sevinmeme nedeni bu aslında) Bilişsel süreçlerde yavaşlama, Değersizlik ve suçluluk duyguları.
Adamlar haklı. Bir Tayyip Erdoğan’a bakıyorlar bir Kemal Kılıçdaroğlu’na bakıyorlar, efkârdan bir 70’lik rakı bitiriyorlar.
İnanın; bu ülkede üretilen rakının yüzde 90’ını CHP’liler tüketiyor.
Kılıçdaroğlu, “Aday olacağım” diye tutturunca laikleri gene bir karamsarlık sardı.
Rakı satışları resmen fırladı.
“Korkarım yine Erdoğan kazanacak o da Osmanlı’yı geri getirecek” demeye başladılar.
Şimdilerde rakı sofralarında; “Erdoğan tekrar kazanırsa ne yapacağız?” tartışmaları yapılıyor.
Büyük kısmı artık Türkiye’de yaşamayacağını söylüyor.
Laikler seçimden sonra BÜYÜK GÖÇE hazırlanıyor.
Arkanızdan su dökecek değiliz.
Gidişiniz olsun da dönüşünüz olmasın!
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ