Abdurrahman Dilipak
Laf ile aleme verirler binlerce nizamat..
Partilerin seçim beyannameleri yayınlandı.
“Kelin ilacı olsa kendi başına çalar”.. “Laf ile verirler aleme binlerce nizamat, bin seyyie bulunur hanelerinde”.. Nerden geldikleri belli..
Ne vaatler var sepetlerinde ne vaadler. “Bekara nasıl olsa karı boşamak kolay”. “Yalandan kim ölmüş”.
Kimi uçuyor, kaderinizi değiştirmekten söz ediyor, kimi herkese bol keseden para dağıtıyor..
Hani eğer bu iş “Erke dönencesi” gibi bir şeyse bilmem, o zaman ortada siyasi bir illüzyon var demektir. Majesteleri kendilerini Zati Sungur zannediyor olabilirler. Şapkaları tavşan doludur onların.
Bakın lafı bırakın, onlar reklam metni yazarları ve kamuoyu araştırma kuruluşları ile yön-eylem mühendislerinin oluşturdukları metinler.. Cem Uzan’ın Genç Partisi’ni hatırlayın. REKLAM METNİ yazarlarına hazırlatılan yarım sayfalık bir konuşma metni, yarım ekmek arası döner, bir kutu ayran %7 oy. Oh ne rahat, yeme de yanında yat..
Bakın bu adamlar, inandıkları, düşündükleri, yapacakları şeyleri değil, sizin duymak istediğiniz şeyleri size söylüyorlar.. Çiller’in iki anahtarını hatırlayın. Bakın, bunların yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Cilalı adam döneminde yaşıyoruz ya, medianın iç bükey, dış bükey aynaları cüceleri dev, devleri cüce gösteren bir özelliğe sahip.
Siz kadın ve erkek diye iki cins insan olduğunu sanıyorsunuz. Özellikle bir 3. cins daha var. Dürüst politikacıları tenzih ederim, ama bazı fırıldaklara bakarsanız kim olduklarını görürsünüz.. Onların, bu tip politikacıların cinsiyeti belli değil. Her şey olabilirler. Sağ-sol, alevi-sünni, laik-islamcı her şey mümkün.
Bakın, fasıkların sözlerine inanmayın. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.. Birilerinin derdi elinizdeki oyu almak. Onun için her şeyi vaad edebilir. Sonra dün dündür, bugünse bugün. Verdikleri sözlerde durmamak her zaman bir bahaneleri vardır.. Minareyi çalmaya karar verdiklerinde kılıfını da hazırlamışlardır. Sonra “söz verdikse, senet vermedik ki” derler.
Bu adamlar öyle bol keseden babalarının parasını mı veriyorlar.. Birilerine vereceklerse bir yerden ya da bunu birilerinden alacaklar. Karşılığı yoksa ya vergi yazacaklar ya da para basacaklar. Karşılığı yoksa gidip tekrar IMF’ye el mi açacaklar.
Dağıtmak kolay, sen nereden bulacağını değil, nasıl kazanacağını söyle.. Havuzdaki suyu nasıl dağıtacağını değil, önce bana havuza nasıl daha fazla su getireceğini söyle..
Sahi milletin kaderini değiştirmekten söz eden, onlara rızıklarını veren yalancı “rezzak”lara inanıyor musunuz. Hani bunlara “inanmayacaktınız”?! Aynı delikten tekrar ısırılmayacaktınız.
Birileri ne çabuk fareli köyün kavalcısının peşine takılıyor. Sahi siz yoksa “Kırmızı şapkalı kız” masalını daha önce okumamış mı idiniz.. “Kırmızı şapkalı kız”ın zeka seviyesi bile bu kirli oyunun şifresini çözmeye yeter.. Ha! Siz “kırmızı fularlı kız cemaati”ndendiniz değil mi, tamam o zaman her şey mümkün.
Bu seçim beyannamelerini okuyun, ama hemen inanmayın. Her duyduğunuza hemen inanmayın. Hele fasıklar size bir haber getirdiklerinde iki kere düşünün.
Bu arada size barış vaad eden savaşçıları, size refah vaad edenlerin “geldiklerinde kısmetin kesildiği” günleri unutmayın. (40 yıllık “Yani” hemen olur mu “Kani”). Bu “elleri ayakları boş değil, tuttukları iş değil” takımının dünlerine bir bakın bakalım, bugün ne değişti.. Güvenmek güzeldir ama kontrol etmek daha da güzeldir. Sonra, “Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan olmayın” da. 7-8 Hasan Paşa’nın bu gibi durumlarda nasıl bir mantık kullandığını biliyorsunuz değil mi.. “Kaş yaparken göz çıkarırsanız” son pişmanlık fayda vermez.
Kimse sizin kaderinizi, rızgınızı ve ecelinizi değiştiremez. Siz kendinizi değiştirmedikçe, Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmeyecek. Kimi politikacılar kendilerini Neo Promete zannediyor.. Tanrının elinden ekmeği çalacaklar akıllarına göre..
Bir Ergenekon’un avukatı, bir ulusalcı, bir Esedçi, bir paralelci olanlara itibar etmeyin..
Sonuçta, tencere yuvarlanacak kapağını bulacak. Herkes layığına kavuşacak.
Son bir söz daha politikacılar İlahınız ve Rabbiniz değil, rızgınız da onların elinde değil. Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.
Selâm ve dua ile..