Abdurrahman Dilipak
Kılıçdaroğlu ne yapmak istiyor?
Referandum oylaması öncesi açık açık yazdım ve dedim ki, % 50’yi yakalayamazsanız 15 Temmuz öncesine geri dönersiniz. % 55’in altında bir oyla kazanırsanız saldırırlar..
Ve şimdi saldırıyorlar..
Seçim hilesi, kaybedenin kazanmak için uygulayacağı bir metottur. AK Partililer % 60 bekliyordu. “İçimizdeki Pensilvanyalılara, gizli Hayırcılara dikkat edin” diye defalarca yazdık, ama anlatamadık..
Bir takım taksirler dışında eğer bir hile varsa CHP’lilere, HDP’lilere, FETÖ’cülere bakın.. AK Parti görünümlü bir hile için bile bunlar kendilerine bir kanıt oluşturmak üzere bu aşağılık oyuna başvurmuş olabilirler.. Bunun kokusu da çıkar. Bunu bugün yazmıyorum. Daha referandum öncesi siber saldırı ve hilelere karşı “dikkatli olun sandıkta kazandığınızı masada kaybetmeyin” diye defalarca uyardım. Hatta Gezi benzeri bir ayaklanmadan sözettim. Okuyan bilir..
CHP bugün en iyi bildiği işi yapıyor.. İçimizdeki Pensilvanyalıların bal tuzaklarına da bir takım ahmaklar gözü kapalı dalıyorlar..
Düşünsenize Amerikan seçimlerinde Clinton daha fazla oy aldı, Trump daha fazla delege kazandı. Daha fazla oy alan değil, daha fazla delege çıkaran başkanı seçti. Kılıçdaroğlu’nun aklı ve ahlakı bunu anlamak istemeyecektir. Mesela Kılıçdaroğlu aklı İngiltere’deki AB ile ilgili referandurumu da meşru kabul etmeyecektir..
Bu zatı muhterem, daha önce mühürsüz oy pusulası ile yapılan seçimde kendi adaylarının kazanmasına karşı yapılan itiraza karşı bu işlemi savunmuşlar. Sözkonusu olan kendi belediye başkanı ya da kazanan kendi partisi olunca hesap değişiyor. Nitekim “dün dündür, bugünse bugün”.
Kılıçdaroğlu’na göre bugünkü referandumda sonuç % 50 buçuk çıksaydı, o çok değerli bir sonuç olacaktı. Ama yurt dışı oylarının dağıtımı ile % 52’yi bulan bir oy oranı onun için değersizdir. Hilelidir ya da mühürsüz oy pusulası sebebi ile referandum yenilenmelidir..
Peki o oyların sayısı belli Hayırlar kalsın, Evetleri iptal etsinler, yine sonuç değişmeyecek.. Ama Kılıçdaroğlu’nun aklı, ahlakı, zekâsı, siyaset anlayışı, hukuk anlayışı bunu anlamayacaktır. Ona göre Referandum yenilenmelidir.. Referandum sonucu aynı çıksa, ya da EVET’ler daha yüksek çıksa yine mızıkçılık yapacak, başka bir bahane bulacaktır. Birileri de onun bu tavrını kendi siyasi emelleri doğrultusunda kullanacaktır..
Bakın bu operasyon Türkiye’ye karşı Avrupalı faşistlerin, İslamofobik toplulukların ortak bir operasyonudur. PKK kampına Amerikan bayrağı çeken Neocon’ların, Tapınak şövalyelerinin, Siyonistlerin topyekun saldırısı ile karşı karşıyayız.. Bu işin arkasında FETÖ var. Bu işin arkasında sadece Soros değil, HDP değil, PKK, PYD, toplamda Gezi bileşenlerinin bütün renkleri var. LGBT, anarşistler, Marksistler, çevreci geçinenler, sözde insan hakları savunucuları, liberal maskeli ajanlar, gazeteci kılıklı provokatörler, sanatçı kılıklı kripto elemanlar hepsi devrede olacaktır.
Onları biliyor ve tanıyoruz artık..
İçimizdeki Pensilvanyalılara, gizli Hayırcılara, AK Parti içindeki AKP’lilere sormak istiyorum, haydi EVET diyemediniz, şimdi bu “ıslah edici gözüken bozgunculara” karşı HAYIR demeyecek misiniz.. Erdoğan’a HAYIR dediniz de, bunlar size Erdoğan’dan daha mı yakın! Sahi siz kimsiniz, kime hizmet ediyorsunuz? Onlara da toplumsal barış çağrısında bulunacak mısınız? Hoş çağırsanız ne yazar, kim dinler sizi! Onlar bugün sizden aldıkları cesaretle meydandalar ve sizden birileri hâlâ bu millete akıl vermeye kalkıyor. Aklınız sizin olsun bayım.. Sizler kasabının bıçağını yalayan koyuna benziyorsunuz! Daha fazla konuşmayın, yaramıza tuz basıyorsunuz. Sadra şifa şeyler söylemiyorsunuz madem, susun! Bir hata daha yaparsanız, bu milletin yüzüne bakacak mecaliniz kalmaz. Çünkü belki de farkında değilsiniz ama insanların sabrını çok zorladınız.
Sahi, önümüzde Ramazan var, insanlar sizinle aynı sofrada oturmak istemeyebilir.. İftar sofralarına çağrılmayabilirsiniz.. Yakında AK Parti olağanüstü kongreye gidebilir. Kendi partinizin kongresine bile ürkerek gitmek nasıl bir duygu! Hadi karşı aday çıkartın! Demokratik hakkınızı kullanın ve “Demos”un size verdiği desteği görün.
Hani dostun attığı gül var ya! Kılıçdaroğlu’nun yaptıklarından daha çok yaralıyor, içeridekilerin yaptıkları. Ama buna da alışacağız. Yusuf gibi olacağız. Taif’e giden Peygamberin ayak izlerinden yürüyeceğiz. Taif’lilerin ayak izinden gidenler ayaklarımıza taş atsalar, yolumuza diken dökseler, arkamızdan söylenip dursalar da!
Kılıçdaroğlu ile onun üstündekiler, altındakiler, yanındakiler, arkasındakilerle bir şekilde başederiz. Onun zekâ düzeyini, yapabileceklerini, yöntemlerini biliyoruz. Sorun değil. Peki bu sivil, siyasetçi takımdan “içimizdekiler”i ne yapacağız.. Buna bir karar vermek gerek. Bu içimizdekileri daha ne kadar çevremizde tutacağız. Sizden uzaklaşanların yakın çevreleri hâlâ yanı başınızda duruyor..
Bunların öfkeleri akıllarından büyük, kifayetsiz muhteris bunlar.. Korkuyorlar. Ne yaptıklarını bilmiyorlar. Herkesin içinde olduğu kirli bir oyun bu. Başarmaları mümkün değil. Her adımda kendi içlerindeki akıl ve vicdan sahibi insanları da kaybedecekler.. HDP, Güneydoğu’da nasıl kaybetti ise CHP de aynı şekilde kaybedecek. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yokeder. Bu kafa ile bir yere gidemezler. Yaptıkları yapacakları bu tür işler. Halk buna uzun süre sessiz kalmaz. Bir iç savaş filan da çıkmaz. Onlar bu işi sokağa taşısalar çok memnun olacaklar ama nafile.. Hendek rezaletine döner, kazdıkları çukurlarda boğulurlar. Cumhuriyet mitinglerini de gördük, Gezi’yi de! Medyaları, STK’ları, bunlara arka çıkan siyasetçisi, sermayesi hepsi birden batarlar. Zor oyunu bozar. Herhalde bizimkiler de bu rezalete daha fazla alet olmak istemeyeceklerdir. Bu başarılabilirse bu da bir kazanç olacaktır.
Kim ne yapıyorsa yapsın. Sonunda hüküm Allah’ındır. Allah’tan başka galib yok. Kim ne yapıyorsa yapsın. Sonunda insanlar yapıp yapmadıkları ile ya kendi cennetlerine sırtında tuğla, ya da kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşıyor olacaklardır. Selam ve dua ile.