Abdurrahman Dilipak
Keskin sirke küpüne zarar verir
Trump efendi sanki Katar’a petrole giderken evdeki ekmekten olacak. “Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yokeder” denmiştir. Trump da Kılıçdaroğlu’na benzedi. Kılıçdaroğlu da Sisi’nin Türkiye’yi Katar’a benzetme çağrısına cevap verdi bu adımı ile ama daha ilk adımda faule düştüler. Trump da, Kılıçdaroğlu da, Sisi de kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar.
Birilerinin Sam amca ve oğullarına “Zulm ile abad olunmaz” demesi gerek. “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste denmiştir.” Bu işler ertelenir ama unutulmaz.. Ne kadar ertelenirse ödenecek bedel o kadar ağır olacak demektir..
ABD kendi giderken dostlarını da beraber götürecek.
Kitab’ta yazılı olan neydi: “Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur.”
Suudiler şimdi ne yapacaklar. BAE ne yapacak?.. Onlara sormak gerek “Dostun kim”. Dostunun kim olduğunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. “Kişi sevdiği ile beraberdir” der Resul!
Her şeye rağmen Borsa İstanbul rekor üzerine rekor kırıyor. FETÖ’nün üfürüklerine “beyaz Türkler”in manipülasyonuna rağmen dolar düşmeye devam ediyor. FETÖ’nün hayali, referandumda 3.7, yıl sonunda 4 idi. Böyle giderse Dolar yıl sonuna kalmaz 3’ün altına iner. FED’in açıklamasından hemen sonra 3.4’ü gördü..
Ne oldu şimdi, Yemen açıklarında bir Suudi savaş gemisi vuruldu. Londra’da yangın çıktı, AB üyesi 3 ülkenin üyeliği incelemeye alındı. Fransızlardan sonra İngilizler henüz hükümet krizini çözemedi ama Katar’la petrol anlaşması imzaladı. İspanya’da Katalanlar bayrak açtı. Hollandalılar hâlâ hükümet kuramadılar.. Trump hakkında iki soruşturma birden açıldı. Katar’daki elçileri de istifa mı etti, görevden mi alındı belli değil.. Amerika’da, Washington’da bir kongre üyesi vuruldu. California’da bir başka silahlı saldırı gerçekleşti. Silahlı saldırılar ve şiddet olayları önlenemiyor.
Ha! Bu arada “FETÖ’nün siyasi ayağına niye dokunulmuyor?” diyen CHP de bir milletvekilinin MİT operasyonu çerçevesinde tutuklanması ile CHP eski söylemlerini bir kenara bırakıp tam tersi şeyler söylemeye başladı.
Katarlıların safari merakının arkasında ortaya atılan iddialar BAE, İsrail ve Amerikalıların, Mısır hükümetinin, Suudilerin başını ciddi bir şekilde ağrıtacağa benziyor.. Terör komplosu bir bumerang gibi dönüp, onu fırlatanların başına çarpabilir..
Bu arada; Amerikalılar bazı Arap aşiretlerini ve terör örgütü temsilcilerini de aralarına alıp Suriye’de petrol pazarlığı yapıyorlar, Suriye petrolünü kendi aralarında paylaşıyorlar..
ABD’ye güvenip ortaya çıkanlar, yarın yaptıklarına pişman olacaklar.. ABD, kendisi himmete muhtaç bir dede, nerde ki gayrıya himmet ede. Bu adamlar Stockholm sendromu yaşıyorlar. Cellatlarına açıklar.. Biraz Blackwater biraz Dahlan’la kol kola girip yola çıkanların, bu yolculuğun sonunun nereye varacağı belli.
Petrol Arapların şansı mı, şanssızlığı mı belli değil.. Bir insan ömründen daha az süren bir saltanat karşılığında halkının ve kendi saltanatlarının geleceğini ve ahiretlerini berbat etmek nasıl bir akıl..
Mukaddes toprakları kanla yıkamak isteyenlerin karanlık emellerine alet olmak nasıl bir duygu. Ebrehe’nin fillerini mukaddes topraklara davet edenler, Ebabil kuşlarının öfkesi ile yenmiş ekin tarlasına döneceklerini hiç mi düşünmezler.. Bu hamleleri ile bu Arap aileleri neyi elde etmek istiyorsa, göreceksiniz ondan mahrum olacaklar. Neden kaçıyorlar ve korkuyorlarsa o başlarına musallat olacak.. Güç ve servetleri ile birlikte şereflerini de kaybedecekler..
Yusuf’u kuyuya atan kardeşleri sonra pişman olmuşlardı. Hz. Hamza’yı şehid eden kişi de pişman oldu, iman etti. Küfründe inatla direnenler de oldu. Dilerim bunlar, vakit geç olmadan hatalarını anlar, özür diler ve köşelerine çekilirler..
Ama artık şunu görmeleri, bilmeleri gerekir ki, bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..
Kim ne yaptı ise, o onun karşılığını görecek. Herkesin gizlediği ve söylediğini, gören, duyan, bilen bir Allah var.. O bunun hesabını bu dünyada ve ahirette onlardan soracak..
Nasıl oluyor da, bu adamların gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar ve kalpleri var hissetmiyorlar.. Herkesin bir hesabı, planı var, Allah’ın da bir hükmü var. Galib olacak olan O’nun hükmüdür.. Sonuçta bizi ilgilendiren, biz bu süreçte nerede duruyoruz, ne yapıyoruz? Bizler tarihin yaşayan tanıklarıyız. Muhteşem bir süreç yaşıyoruz. Ben zamanının dönüştüğünü hissediyor ve öyle düşünüyorum. Gelişmeler doğru yönde ileri doğru..
Şu ara 227’yi hatırlayın, “Nihayet zulme gömülenler, nasıl bir devrimle yıkılacaklarını, günü gelince öğrenecekler.” Nisa sûresinde ne deniliyordu: “Size ne oluyor da, Allah yolunda ve ‘Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver’ diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?”, “İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tâğut (bâtıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.”
Evet, evet! “Allah’a karşı taahhütlerini ve yeminlerini ufak bir kazanç karşılığında değiştirenler var ya; onlar, öteki dünyanın nimetlerinden asla nasiplenemeyeceklerdir; Allah, Kıyamet Günü, onlarla ne konuşacak, ne yüzlerine bakacak, ne de onları günahlarından arındıracaktır; ve onları acıklı bir azap beklemektedir.” (Al-i imran 77) Bunları okuyup duran insanlar neden bu hükmün sonuçlarında habersizmiş gibi dönüp dolaşıyorlar. Evet evet, “Onların gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Belki de kalpleri mühürlenmiştir onların. O zaman zalimler için yaşasın cehennem! “İla cehennem-üzzümera!”
Elinizden geleni arkanıza komayın, şeytanlarınızı da yardıma çağırın. Allah’ın gazabından kurtulamayacaksınız.. Kurtuluş günü ne zaman diyenlere bir çift sözümüz var, daha iyisine layık mıyız? Çünkü herkes layık olduğu gibi idare olunacak ve biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmedikçe, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek. Eğer hazırsanız, içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden zarar görmeyeceksek, bekleyin inananlar bahar gelecek bahar! Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Selam ve dua ile..