Abdurrahman Dilipak
Katil aynadaki büyük resimde..
Önce, bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Zulüm tek bir millettir.. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana olacağız. Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa.
Terörü kimin yaptığı gizli değil. Batı kendi eserinin kurbanı olma yolunda..
Uyarıyorum, Suriye’de tutuşturduğunuz bu cehennem ateşi sizi de yakacak..
Suriye’deki bu yangına odun taşıyanlar ve körükle gidenler yaptıkları yanlışı anladıklarında çok geç olacak.. Suçlu aramanıza gerek yok. Katil aynadaki büyük resimde.. İtiraf etmek zor gelse de, gerçek ortada. Suçlu sizsiniz..
Hadi DAEŞ’i örgütleyin, Esed’e arka çıkın, PYD’ye silah verin.. Böyle giderseniz, geceleri gözünüze uyku girmeyecek..
Sisi’yi desteklemeye devam edin. Somali’yi kana bulayın, hadi durmayın, bütün bu felaketler sizin günahlarınızın kefareti. Sömürgelerden gelecek çocuklar sizi kendi evinizde vuracaklar..
Bilmiyorum, siz mi onları kurbanısınız, onlar mı sizin. Belki işin doğrusu, her iki ihtimal de eşit oranda gerçek..
Aslında bu kör şiddeti kimse, hiçbir sebeble meşru göremez.. Bu sonuç bir insanlık suçudur.. Batılılar işin ucu kendilerine dokunana kadar gerçekleri görmezden geliyorlar. Gözleri olsa da görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var, hissetmiyorlar..
Muhatabım sadece Brüksel yönetimi ya da halkı değil. Onların şahsında bütün batı..
Korkarım şimdi öfkeyle ayağa kalkacak ve sonuçta zararla oturacaklar.. İslamifobia azacak.. Kan, intikam duygularını harekete geçirecek.. Şiddet şiddeti doğuracak.. Bu şiddet sarmalı nerede, nasıl duracak bilmiyorum.. Batılılar bakalım bundan sonra, Paralele, PKK’ya, PYD’ye destek vermeye devam edecekler mi?
Kendi aralarındaki dayanışma mükemmel.. Bizdeki hainler daha aşağılık çıktı.
Esed ve göçmen / mülteci konusu ile ilgili bakış açılarında bir değişiklik olacak mı.. Darbeye hâlâ darbe dememeye, darbeciye darbeci dememeye, İsrail hükümetine ve Sisi’ye destek vermeye devam edecekler mi? İnsan hakları, demokrasi, hukuk devleti, barış politikaları konusunda çifte standarttan vazgeçecekler mi?
Bu olaylar benim için sürpriz değil. Bize “zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur” dendi.. Allah, göreceksiniz, eğer bu olanlardan doğru bir ders çıkartmayacak olurlarsa onların işlerini sarp dağlara sardıracak.. Yazık olacak..
Suriye’yi terör örgütlerinin eğitim kampına döndüren sizsiniz.. Türkiye’yi mülteci, paralel ve PKK, PYD, DAEŞ, Şii kuşatması ile kuşatmaya çalışan sizsiniz.. Türkiye zaafa uğrarsa çok daha ağır ve vahim durumlarla karşılaşabilirsiniz. Bu daha ne ki, o zaman görürsünüz gününüzü. Bölgede Türkiye’nin boşluğunu dolduracak bir alternatif güç yok. Bunun teorisi bile mümkün değil.. Eğer Türkiye’yi rahatlatacak, Suriye’yi rahatlatacak bir öneri ile ortaya çıkmazsanız, ağır ve acı bir gerçekle yüzleşeceksiniz, Suriyelilerin başına gelenler sizin de başınıza gelecek.. O gün için şimdiden oturup ağlamaya başlayabilirsiniz..
Erdoğan açıkladı. Türkiye bombacıyı yakalamış. Sınırdışı etmiş. Belçika ve Hollanda bu kişi ile ilgili somut bilgiye ulaşamamış. Türkiye’de bu olay yaşansaydı, Paraleli, CHP’si, PKK’sı ne iftiralar uydururdu. “Hükümet istifa” ile sokağa dökülürlerdi.. DAEŞ ile MİT arasında işbirliği iddiaları saçılırdı ortalığa..
Kaçtığınızı sandığınız şeye doğru koşuyorsunuz. Kendi sırtınızda, kendi cehenneminize odun taşıyorsunuz..
Brüksel’deki canlı bomba eylemi, Belçikalıların gözünü açmasına vesile olursa bu çok pahalı, ama iyi bir ders olur.. Yanlış bir adım daha büyük felaketlere kapı aralayacaktır.. Bu iş sadece caydırıcı baskı, polisiye tedbirlerle önlenemez. Önce Suriye ve Türkiye’deki ateşi söndüreceksiniz ve sonra tüm dünyada teröre destek vermekten, darbecilere destek olmaktan vazgeçeceksiniz.. İslamifobia, yabancı düşmanlığı gibi akımlara destek vermeyeceksiniz.. İsrail’i dizginleyeceksiniz.. Filistin halkının meşru taleplerine olumlu cevap vereceksiniz
BM’niz, NATO’nuz, daha dün ortaya çıkan bir terör örgütü ile baş edemiyor.. Uluslararası düzen dediğiniz şey iflas etti. Bu örgütler etkinliğini ve saygınlığını kaybetti.
Faşizm ve komünizmden sonra kapitalizmin krizi eşikte.. 3 düzine adam dünya gelirinin yarısına sahip. Böyle bir rezalet olamaz.
Zulm ile abad olunmaz.. Allah zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez.. Siz kendi hakkınızdaki hükmü değiştirmedikçe, Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmeyeceksiniz. Ne aile bıraktığınız, ne çevre. Yoksulları açlıkla, zenginleri obezite ile hastaları ilaçla, insanları yiyip içtikleri ile zehirliyorsunuz.. Biliminiz de, sanatınız da, felsefeniz de yalan üzere kurulu..
Tarihin sonuna geldiniz, evet bu sizin için bir final olabilir. Medeniyetler arası çatışmanın fünyesini ateşlemenize az kaldı..
Kızılderililerin, kara derililerin, sarı ırkın ahı tutuyordur belki de bugün sizi..
Sahi sizin atom bombalarınız vardı değil mi? Modern ordularınız, ölüm saçan silahlarınız ve her şeyden haberdar olan istihbarat örgütleriniz vardı. Hadi söyleyin sizi kurtarsınlar..
İster misiniz, yeni bir dünya savaşının fünyesini de ateşleyin bu arada.. 1., 2. Dünya savaşı yetmedi değil mi!? Soğuk savaş yetmedi! Haydi tanrınızı kıyamete zorlayın! Haydi savaş borusunu öttürün kıyamet savaşı başlasın!
Ya da aklınızı başınıza alın. Sizin dışınızdaki ülkelerde, adına sivil toplum örgütü, aydın, akademisyen, gazeteci, işadamı dediğiniz soytarıları üzerimize salmaktan vazgeçin.. Kılavuzu karga olanın burnu pislikten çıkmazmış.
Ama yine de siz bilirsiniz. Durmak yok, yola devam, eğer adalet, barış, özgürlük umurunuzda değilse, herkes için iyi olan sizin için iyi değilse, cehenneme kadar yolunuz var. Giderken içimizdeki ayanlarınızı da alıp gidin. Herkes kiminle haşrolmak istiyorsa onun yanına. Selâm ve dua ile..