Metin Özer
İsim isim Türkiye'yi yöneten Sabetaylar
Sabetaylar, bugüne kadar dönme yani Yahudi olduklarını asla ama asla açıklamadı… Ta ki son yıllara kadar. İki isim mertçe ortaya çıkıp, “Biz Sebatayız” dediler.
Bunlardan birisi Ilgaz Zorlu diğeri ise modacı Cemil İpekçi.
Kendisi de bir Yakubi olan Ilgaz Zorlu tabuları yıkmakla kalmadı, dönmelerin kirli çamaşırlarını ortaya döktü. Hem de tek tek isim vererek..
“Evet Ben Selanikliyim” diye bir kitap yazan Zorlu, nüfus cüzdanından dini yerindeki İslam’ın kaldırılıp Musevi yazılmasını istedi..
Açtığı dava o yıllarda olay olan Ilgaz Zorlu, Röportajında şöyle dedi;
- Sabetaycılar; Mason locaları, İttihat ve Terakki, Alevi/Bektaşi tarikatı ve ordu da çok etkindir.
İşte buraya dikkatinizi çekmek isterim.
Türk Masonlarının büyük çoğunluğu Sabetayistlerin “Kapani” kolundan geliyor.
Türkiye’de uzun yıllar siyaset ve bürokrasi de masonların kontrolündeydi.
Sabetaylar devlete bu mason localarıyla hâkim oldular.
Fahri Korutürk başta olmak üzere, Türkiye’de seçilen Cumhurbaşkanlarının bir kısmı da Sabetayist idi.
Zorlu; “İttihat ve Terakki” diyor. İttihat ve Terakki Osmanlı’yı yıkıp Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran teşkilattır.
Sultan Abdülhamid Han’ı tahttan indirenler de bu gruptandı.
İttihat ve Terakkicilerin büyük kısmı, Mason görünümlü Sabetaydı.
Kapancılar İttihat Terakki ve Cumhuriyet dönemlerinde önemli siyasi roller üslenmiş bir gruptur.
Zorlu şöyle devam etti;
- Türkiye'de Türkçülüğün ve solculuğun temellerini Sabetaycılar attı.
Ilgaz Zorlu’nun kitabında adları zikredilen bazı Sabetay ünlüler şunlar;
İlk Türkçü Ahmet Vefik Paşa’nın dedesi, Ziya Gökalp ile birlikte Türkçülük yapan Alp Er (Moiz Kohen), Kıbrıslı Kamil Paşa, Halide Edip Adıvar’ın babası Mehmed Edip Bey, Maliye Bakanı Cavit Bey, Ahmet Emin Yalman, Abdi İpekçi aynı dönemin dönmeleri…
Acı gerçek şu ki; 'Türk'ün Yeni manifestosunu’ yazan adam, şimdi bir Yahudi mezarlığında gömülü bulunan bir Sabetaydır.
Türkçülüğün ve Kemalizm'in babası olarak gösterilen Munis Tekinalp takma adlı Moiz Kohen, sürekli olarak Türklüğü öne çıkarıp, ‘Kemalizm’e vurgu yapardı.
Tekin Alp, İslam’ın emri olan Şeriat’a “kahrolsun” der (HAŞA), Arapları düşman gösterir, Halifeliğin ve Padişahlığın kaldırılmasını savunurdu.
Sözde Türkçü Yahudi, şimdi Fransa’da bir Yahudi mezarlığında gömülü bulunuyor.
Tekin Alp (Moiz Kohen), CHP’den milletvekili adayı oldu, ancak seçilemedi. 1961 yılında öldü.
Fanatik bir Osmanlı düşmanı olan Tekin Alp’in bütün amacı Türklerin tarihinden Osmanlı’yı silip Türkleri Orta Asyalı Şaman göstermekti.
Osmanlıyı ve Selçukluyu asla Türk görmez. Onun gözünde Türk, Müslüman olmamış Türk’tür.
Moiz Kohen’e göre Orta Asya’daki Türk ruhu, Atatürk ve İsmet İnönü’de vücut buldu.
Tekinalp, Ziya Gökalp’e “Türkçülüğün hakiki peygamberi”, “Türkçülüğün mübeşşiri” gibi sıfatlar vermekle kalmadı, Gökalp’i kendisinin yetiştirdiğini itiraf etti.
Ziya Gökalp’ın, Yahudi ve Kürt olduğuna yönelik farklı iddialar var.
Kadir Mısıroğlu; "Ziya Gökalp'i Türkçüler adam zanneder, Ziya Gökalp Kürt'tür, Türkçülük yapar” dedi.
Sabetaycılar sadece Türkçüleri organize etmedi, Komünist ve sol kanadı da dizayn etti.
O devrin en önemli isimlerinden Komünist solcu Nazım Hikmet’in de Sabetay olduğuna ilişkin ciddi iddialar var. Nazım Hikmet 1933'te tutuklanınca Sabetay olan İpekçiler yalnız bırakmadı.
Nazım Hikmet'in büyük büyük dedesi Mehmet Ali Paşa Polonya Yahudi’siydi. Gerçek adı "Ludwig Karl Friedrich Detroit" Sabetaist bir Yahudi idi…
Devletin her noktasına sızan Sabetay örgütün ülkeye hâkim olabilmesi için bir silahlı gücünün olması lazımdı.O yüzden TSK’da örgütlendiler..
Ilgaz Zorlu şöyle devam etti;
- Tabii. Bugün de orduda Sabetaycılar var ve Sabetaycı generaller var. Şimdi ben burada tek tek isim vermeyeceğim. Mesela geçmiş Genelkurmay Başkanlarından Refik Tulga Sabetaycı kökenliydi. Belki de ailesi bunu yalanlar. Çevik Bir de Sabetaydır. Kendisi de itiraf etmiştir.
Sabetaycıların doğdukları ülke veya şehirlerin bir anlamı yoktur.
NTV'nin sahibi Şahenk ailesi Niğdelidir, ama Selanik göçmeni bir ailedir. Osmanlı Bankası ve Garanti Bankası da bu grubundur.
NTV Can Paker'i her hafta ağırlıyor? Çünkü Can Paker geleceğin başbakanı olarak yetiştirilen bir Sabetaycıdır kendisi...
Bu isimleri tek tek açıklayan Ilgaz Zorlu Nüfus kâğıdında dini kısmında, ‘İslam’ ifadesini değiştirmek için mertçe mahkemeye başvurdu.
Zorlu dilekçesinde de Sabetaylarla ilgili müthiş yeni iddialarda bulundu.
Ilgaz Zorlu, Sabetayların önemli isimlerini mahkemede tek tek açıkladı.
Zorlu mahkemeye verdiği uzun dilekçesinde, “ Şayet Türkiye’de Sabetaycılara baskı yapılıyor olsaydı Bölücü olan Halil Bezmen çoktan hapse girerdi. Böyle bir baskı hiç olmadı” dedi.
Zorlu şöyle devam etti;
- Aralarında İsmail (Şmuel) Cem İpekçi, Rahşan (Raşel) Ecevit, Kemal (Samuel) Derviş gibi Türkiye’nin yönetim kademelerine gelmiş bu cemaate mensup olan kişiler, kendilerini devletin ve anayasanın üstünde muamele görmektedirler.
Bu cemaat hakkında en küçük bir soruşturma açılabilmesi dahi mümkün değildir. Devlet bu kişilerin sözleri ve eylemleri karşısında eli kolu bağlı durumdadır.
… Bu cemaat üyeleri gizli Yahudi’dir. Türkiye kamuoyunda gündemi oluşturacak şekilde bir gruplaşma halindedirler ve ne yazık ki maksatlı olarak bazıları 1919 dan beri süregelen bir cemaat politikası neticesinde Türkiye’nin bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü hedef alarak bir başka ülkenin yönetimi altına sokulmasını istemektedirler.
Bu amaçla da gizli bir örgüt üyesi gibi çok mühim çalışmalar yapmaktadırlar.
İddia ediyorum; Sabetaycı kökenli olarak bu gizli cemiyet, Türkiye devletini ele geçirme gayreti içindedir.
Türkiye siyasetinde ve devletinde önemli yerlere gelen kamuoyunda liberal solcular olarak tanınanların hemen hemen hepsi ya köken olarak Sabetaycı olan kişilerden müteşekkil bu örgütün üyesidir.
Yeni Şafak’ta üç kişi var. Bunlardan biri Cengiz Çandar’dır, Sabetaycıydı ve bunu Şalom gazetesine verdiği beyanatta belirtmiştir. İkincisi, Mehmet Barlas. Üçüncüsü de Nazlı Ilıcak’tır.
Size bir çırpıda dört tane Sabetaycı Dışişleri Bakanı sayabilirim: İsmail Cem, Emre Gonensay, Coşkun Kırca ve Şükrü Sina Gürel..
Kürtler de dâhil hiçbir etnik grubun dört Dışişleri Bakanı yok ama Sabetayların var.
Şükrü Sina Gürel Sabetaycıdır, istediği kadar değilim desin. Rahşan hanım, Golda Meir'e benzer...
Sonuç olarak Sabetaycılar; Tevrat’ta yer alan “Yaşadığınız ülkenin kurallarına uyacaksınız” emrine ihanet etmiş Türkiye’yi ele geçirmeye kalkışmıştır.
Bir Sabetaycı hiçbir zaman İslam’a inanamaz, bu mümkün değil. İnanmaz ama inanmadığı İslam dinini Nüfus cüzdanına işletir. İşte en büyük iki yüzlülük budur.
Bir Sabetay’ın söylediği bu sözleri, bizim kesimden bugüne kadar kimse açıkça ifade edememiştir.
Ilgaz Zorlu şöyle devam etti;
-Sabetaycıların on dokuzuncu yüzyılda aynı gizli örgüt mantığı ile yer aldıkları Mason Locaları, Melami Tarikatı ve İttihat Terakki Partisi bugün yerini Şişli Terakki Lisesi’ne bırakmıştır.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir okulmuş gibi algılanan bu okulun yönetiminde yer alan Prof. Asaf Savaş Akat, Prof. İlter Turan, Prof. Ahmet Yücekök, Dr. Nafiz Can Paker bugün Türkiye yönetimine hazırlanan ve perde arkasında da çok ciddi politik ilişkileri olan kişilerdir.
Yine kendisi de Sabetaycıların Yakubi Grubu’na mensup olan Sabah Gazetesi’nin eski sahibi Dinç Bilgin’e ve ortağı Nevzat Ak’a da, bu ekiptendir.
Sabetaycılar lider anlaşmazlığıyla üç cemaate bölünmüşlerdir.
1. Grup; Kapancılar grubu yirminci yüzyıla gelene kadar özellikle İttihat Terakki ve Cumhuriyet dönemlerinde önemli siyasi roller üslenmiş bir gruptur.
Bu gruba mensup olan Sabiha Sertel, Halil Ali Bezmen, Haluk Arığ, Can Paker, İlter Turan, Osman ve Mehmet Kapancı gibi şahsiyetler taşıdıkları önemli siyasi misyon sebebi ile sık sık araştırmalara konu olmuşlardır.
2. Grup; Karakaşlardır. Bu grubun üyeleri de Türkiye’nin kuruluşu sırasında önemli görevler almışlardır. Maliye Bakanı Cavit, Faik Nüzhet, Prof. Muslihiddin Adil Taylan, İsmail Cem İpekçi, Abdi İpekçi gibi isimler bu cemaatte köken olarak bağlı olan ailelerden gelmektedir.
3. Grup ise Yakubiler ’dir. Bu grubun üyeleri özellikle bürokrasi alanında önemli görevler almışlardır.
Prof. Emre Gonensay, Dinç Bilgin, Abdurrahman Arif Bilgin, Şevket Bilgin, Emin Kalafat (D.P kurucusu ve eski devlet Bakanı) gibi isimleri bu grubun köken olarak önemli şahsiyetleri arasında sayabiliriz. Ilgaz Zorlu dilekçesini şöyle tamamladı;
- Sabetaycılar bugün Türkiye’de parlamentoda şu an en az dört milletvekili olan, kabinede en az bir bakanı olan, Türk silahlı kuvvetlerinin üst kademelerinde etkin kişilere sahip bir gizli cemaattir.
Bu sebeple mahkemenizin en kısa zamanda bu davadan hareketle Sabetaycıların incelenebilmesi ve devlet kayıtlarına girecek bilgilere ulaşması gerekmektedir.
‘Türkiye Sabetaycılığı’nın yazarı Ilgaz Zorlu, din değiştirmek için verdiği hukuki mücadeleyi 2001 yılında kazandı. Mahkeme, Zorlu'nun nüfus cüzdanındaki ‘‘Müslüman’’ yerine ‘‘Musevi’’ yazılmasını hukuka uygun buldu. Zorlu, Türkiye'de nüfus kâğıdında Müslüman yazmasına rağmen, Yahudiliğe kabul edilen ilk Sabetaycı oldu.
Zorlu’nun din değiştirme talebini kabul eden mahkeme Sabetay örgütünü araştırma talebini ise geri çevirdi.
Şimdi düşünün!..
Bir Sabetay ki kendisine teşekkür ediyorum “İçimizde bir grup var. Bunlar Türkiye’yi ele geçirip başka bir ülkenin sömürgesi yapacak.” Diye ihbarda bulunuyor kimseden tık yok.
Siyasiler bu itirafı görmezden geldi.
Gazeteciler duymazdan geldi.
MİT ve Emniyet ilgilenmedi..
Savcılar ihbar bile kabul etmedi.
Peki ahmaklıkların sonucunda ne oldu?
Tam 15 sene sonra Ilgaz Zorlu’nun bağıra bağıra uyardığı felaket oldu.
İzmir Kestanepazarı’nda Sabetay tüccarların kurduğu FETÖ az kalsın darbeyle ülkeyi ele geçirecek ve Türkiye’yi İsrail’e teslim edecekti.
Yüce Allah; toprağın altındaki evliya, ulema ve şehitlerin hürmetine Sabetayların oyunlarını bozup FETÖ alçaklarını perişan etti.