Abdurrahman Dilipak
Her bomba önce..
Her bomba önce bombacısını öldürür. Keskin sirke küpüne zarar verir. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder. Öfke ile kalkan zararla oturur..
Patlayan bombalar, bir bumerang gibi dönüp sahibini vuruyor.. Tuzak kazanlar kazdıkları çukurlarda ölüyor.. Ava gidenler avlanıyorlar..
Birileri, bizim birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz olmadığını, ancak birlikte kazanacağımız tek bir zafer olduğunun farkında değil.
AK Parti yıkılırsa bunun altında kendilerinin de kalacaklarını düşünmüyorlar sanki. Akılsızca bu kirli oyuna alet oluyorlar..
Toplumda korku ve panik havası doğurmaya kalkanlar toplumu karşılarına aldıklarını görmüyorlar. Artık Çarşı, Gezi’ciler ve Nişantaşı cemaati de bu kirli oyuna daha fazla alet olmak istemiyor. Çünkü yaktıkları ateşin kendilerini de yakmakta olduğunu görüyorlar..
Batılılar da artık Paraleline, PYD ve PKK’sına karşı daha dikkatli..
Bu canavar sizi de vurabilir. PYD’nin DAEŞ’den ne farkı var.
Batı terminatörler üretmeye devam ediyor. Hedef seçtiği gençleri birer biyonik robota dönüştürüyor.. Onu din ve ideolojilerle etiketliyor..
Nevruz da kan dökmek. 1 Mayıs’ı cehenneme çevirmek, her vesile ile kavga bahanesi üretmek, bunlar artık toplumu yordu, bıktırdı. Birtakım hasta kişiliklerin hezeyanları bazan toplumsal bir cinnete dönüşebiliyor. Bugün Paralel ya da PKK, ya da derin çetelerin hali bu..
Bu hastalık sanırım biraz da sari, yani bulaşıcı. Kendi karşıtlarını da kendileri üretiyor ve karşıtlar birbirini kendi cinayetlerinin bahanesi haline getiriyor..
Bu işler bu noktaya gelmeden bazı gerçeklerin farkına varabilseydik diyeceğim ama bunun bir anlamı yok. Olan oldu. Düne dair ne varsa dünde kaldı. Dünü onarmak mümkün değil. Şimdi önümüze bakmamız, dünün suçları ve suçlarının hesaplaşmasının bugünün sorumluluklarını ertelememizin bahanesi olmaması gerekir..
Bana kalırsa bu kör şiddetin çok öğretici, açıklayıcı bir yanı var.. Bütün bu olanlar çok pahalı bir ders olma özelliği taşıyor..
Bu olaylar, terörün doğrudan hedefindeki kalabalıklar yanında teröre destek veren bütün unsurları da vuruyor.. Sol terör, PKK, PYD, DAEŞ, Esed, MOSSAD, CHP, Paralel hepsi bu terörün vurduğu çevreler aslında.
Halk oynanan oyunu gördü, sol, Kürt, dindar kimse bu kör şiddete destek vermek istemiyor. Bu çevreler deşifre oldular. Sosyolojik tabanlarını büyük ölçüde kaybettiler ve kaybetmeye devam ediyorlar.
Teröre ilişkin dedikodular, sosyal mediadaki yayınlar da bu çevrelere karşı toplumun öfkesini artırıyor. Beklenenin aksine halk iktidara yaklaşıyor. Yani terör çevrelerinin evdeki hesaplarının tam tersi oluyor.. Bu yapılar, kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar.
Bütün bu yaşananlar aslında bir mektep özelliği taşıyor. Hatta AK Parti dışında, AK Parti’ye karşı sürdürülen bu kampanyalar bugün AK Parti’nin birliğini sağlayan, dinamizmini sağlayan önemli bir etki gücüne sahip.
Mesela TSK, İstihbarat ve Polis teşkilatının dinamizmi açısından önemli bir etkiye sahip. Toplumun farklı kesimleri açısından da bütün bu olanlar öğretici ve açıklayıcı bir fonksiyon icra ediyor..
Kötü komşu insanı kap kacak sahibi yapar derler ya, bu olaylar aslında bu şekilde çok farklı etki mekanizmalarını harekete geçiriyor.
Elbette bu işler istenmez, ama oluyorsa, o zaman bütün bu olanların toplum üzerindeki etkisi ve bu sonuçların nasıl okunması gerektiği, nasıl tolere edileceği ayrı bir konu.
Terör olumsuz, ama terör sonrası toplumsal tepki son derece sağlıklı..
Bu arada bazı basın yayın organları, bazı STK’ların durumu malum. Onlar da o terör örgütleri ile birlikte mahkûm ediliyorlar.. Bu topyekûn saldırı beraberinde topyekûn arınma fırsatını da beraberinde getiriyor. Bu anlamda yakın plandan bakınca her şey çok kötü gibi görünse de, orta vadede her şey daha iyi olabilir. Bugünkü acılar bana kalırsa ölümcül bir hastalığın sancılarını değil, bir doğumun sancılarını hatırlatıyor..
Hani hep yazıyorum ya, “bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir.”
Görelim Mevlam neyler.. Neylerse güzel eyler.
Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan ediyor.
Bu arada AK Parti döneminde servet sahibi olanlar, siyasetçiler, bürokratlar bu olaylardan sonra kendilerini bir gözden geçirmek zorundalar.. Eğer paralel, derin ya da terör başarılı olacak olursa, vay onların haline.. Peki bu sonuçla karşılaşmamak için bu adamlar bugüne kadar ne yaptılar.. Bunu da düşünmelerinin tam zamanı.. Hatta geç bile kaldılar..
Selâm ve dua ile..