Taha Kılınç
Hakikat ahirettir
Bu dünya, aynadaki bir görüntüdür... Görüntünün olabilmesi için bir hakikatin olması lazımdır. Hakikat ahirettir. Mescidlerin, hakiki yeri Cennettir, Cennetin dünyada izdüşümü mescidlerdir... Cennetin yolu mescidlerden geçer. Fotoğrafın olabilmesi için bir gerçeğin olması lazımdır... Ahiretde bir hakikat olmasaydı, dünyadaki bu görüntü olmazdı.
Allahü teala namaz gibi büyük bir nimeti insanlara ihsan etti. İslamiyet Allah'a giden yoldur. Dinin emir ve yasaklarına uyan, dünya ve ahirette mesut olur.
Namaz varsa hayat vardır. Namazdan mahrum olan herşeyden mahrumdur. Namaz yoksa insan bir işe yaramaz. Namaz Allah sevgisini arttırır, duanın kabulüne sebeptir... Allah yolunda olanın duası makbuldür.
İnsanlar ne kadar kendilerini suçlu ve kabahatli görürse, din kardeşini o kadar haklı görür, o zaman da din kardeşi onun gözünde o kadar kıymetli ve aziz olur.
Müslümanın, maksadına kavuşması için çok çalışması, nefsini terbiye etmek için çok uğraşması lâzımdır. Fakat bir yol vardır ki, nefsi itmînâna kavuşturup, rûhu kısa zamanda yüksek derecelere ulaştırır. O da; Allahü teâlânın sevgili kullarından birinin gönlünü kazanmaktır. Zîrâ, onların kalbi, Allahü teâlânın nazar ettiği yerdir.
Müslüman güler yüzlü tatlı sözlü olur... Güler yüz ve tatlı sözün, islamiyetin- dinimizin yayılmasında mühim yeri vardır. Böyle olmayan insanlar dînimize fazla faydalı olamazlar. Daima tatlı sözlü ve güler yüzlü olmak müslüman olmanın birinci alametidir.
Bugün hıristiyanlar, Müslümânların îmânlarını, dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, hıristiyan yapmak için, sandık doluları kitâb, broşür ve sinema filmlerini islâm memleketlerine gönderiyorlar. Meselâ, hıristiyanlar, Îsâ aleyhisselâmı, Allahü teâlânın [hâşâ] oğlu sanıyor ve Allahü teâlâya (Baba), (Allah baba) diyorlar. Yazdıkları romanlarda ve filmlerde, (Allah baba bizi kurtarır) gibi şeyler söylüyorlar. Hâlbuki, Allahü teâlâya (Baba), (Allah baba) diyen kimsenin îmânı gider, kâfir olur. Müslümânlar, böyle hîleli filmlere gitmemeli, romanları okumamalıdır. İşte bunun gibi, dahâ nice yollarla, gençliğin îmânını, sinsice çalıyorlar.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri "kuddise sirruh" 3.cü cild, 17.ci mektûbunda buyuruyor ki, (Allahü teâlâ cism değildir. Cismden değildir. Madde değildir. A'raz, ya'nî hâl değildir. Mekânı yokdur. Zamânlı değildir. Birşeye girmiş, bir yere yerleşmiş değildir. Hudûdlu, birşeyle çevrilmiş değildir. Bir tarafda, bir cihetde değildir. Birşeye mensûb değildir. Birşeye benzemez. Misli, ortağı ve zıddı yokdur. Anası, babası, zevcesi, çocukları yokdur. [Allah baba diyen kâfir olur.] Bunların hepsi mahlûkda, sonradan yaratılanlarda olan şeylerdir. Hepsi noksanlık ve kusûr alâmetleridir. Bütün kemâl sıfatları, Allahü teâlâda vardır. Bütün noksan sıfatlar, yokdur.)
İmâm-ı Rabbânî hazretleri "kuddise sirruh", aynı mektûbunda buyuruyor ki, (Îsâ "aleyhisselâm" ölmedi. Yehûdîler, kendisini öldürmek istedikleri zamân, Allahü teâlâ onu diri olarak göke kaldırdı. Kıyâmete yakın bir zamânda gökden [Şâma] inecek ve Muhammed aleyhisselâmın dînine tâbi' olacakdır.)
Tevbe ve istiğfar; hem hastalıktan, hem beladan, hem de dertten kurtulmak için iyidir.
Müminin kalbini kırmak Kâbe'yi yetmiş defa yıkmaktan beter olduğu için bu dünyada Allah'tan korkan ahirette korkmasın, ama herkese tepeden bakan, insanları kıran, o tarafta korksun.