Abdurrahman Dilipak
Gül, Gülen, Koru vs..
Paralel yapı ile ilgili tartışmalar Koru’nun arabuluculuğu çevresinde tartışılmaya devam ediyor..
Keşke Koru bu tartışmaya daha fazla katılmasa. Kendine de, aracılık ettiği kişilere de bu işin faydası olmaz..
Ben 17 Aralık’tan 6 ay öncesinde olacakları yazdığımda bu tartışmaların hiçbiri yoktu.. Ben kahin de değilim.. Her şey planlanmıştı..
Dershanelerin kapatılması konusu da çok daha önceden gündemdeydi. Ben defalarca yazdım.. Dershanelerin paralel yapı için özel bir anlamı vardı.. Dershaneler bürokrasiye geçişte, üniversiteye girişte karanlık bir oda idi. Haberleşme, tiraj, himmet, makyaj ne dersiniz deyin hepsinin geçiş noktası dershanelerle ilgili. Para oradan geliyor. PR dershaneler ve kolejler üzerinden yapılıyor. “Türkçe olimpiyatları” ise işin kandırmacası. Ondan sonra kolejler geliyordu..
Paralel örgüt altın vuruş için fırsat kolluyordu.. Hedef çok açıktı. Baransu ortalıkta dolaşıp, Erdoğan’a kelepçe vurup sokaklarda dolaştıracaklarını anlatıyordu. Onlar için bu iş bitmişti, geri dönüşü yoktu..
Abdullah Gül keşke bu işe daha fazla bulaşmasa.. Gül tezkereyi geçirmedi ya, üzeri o gün çizildi.. Erdoğan’la Gülen’i barıştırma senaryoları bir hayal.. Gülen inadından vazgeçmiyor ya, Erdoğan’ın başına bir iş gelirse meydanı boş bırakmamak için hazırlık yapanlar da aslında, bilerek ya da bilmeyerek kirli bir oyunun gizlenmesinde malzeme olarak kullanıyorlar.. Cehennemin yolları bazan iyi niyet taşları ile döşelidir..
Eğer Gülen’le anlaşacaksanız, gidin MOSSAD’la anlaşın o “otorite”ye “hayır” demez.. Mesela Çevik Bir, Gülen’e şöyle deseydi: “dershaneleri AK Parti’ye verebilirsin!” Verirdi herhalde. Ya da MOSSAD ile görüşmek isteyebilirsiniz, Vatikan da olur MI5’de. Hatta Graham Fuller’i arar söylerdiniz, o da haddini bilirdi.
Fehmi Koru, Fuller’i de tanır aslında. Amerika’da Gülen üzerinde etkili, başka dostları da var..
Koru; ABD’deki, İngiltere’deki bazı dostları ile Gülen arasında aracılık yapsa bu işi çözerdi.
Gül’ün bu süreçte adı ne kadar az kullanılırsa o kadar iyi olur.. Ama Gül’ün; Sisi’ye, Esed’e, bölgeye bakışı, Gülen konusundaki düşünceleri başına birtakım cinlerin toplanması açısından paratöner görevi yapıyor.. Bir de çevresindekiler sanırım kendi siyasi hayalleri için Gül’ü bir marka olarak pazarlamak istiyorlar.. Bunların hiçbiri Türkiye’yi ve Gül’ü değil, yabancı senaryoları ve o fikri empoze edenlerin kendi kariyer, çıkar, görev ve misyonları ile ilgili.
Fehmi Koru geldiği yerle temasını çok uzun zamandır kopardı.. Keşke yarın, din günü şahidliğine ihtiyaç duyacağı kişilerle arasına, bu kadar mesafe koymasaydı.. Tabii bu konuda tek örnek de kendisi değil..
Bu hareket sadece AK Parti ve Erdoğan’a karşı bir hareket değil, bu hareket sadece Türkiye’ye yönelik bir hareket değil, bu hareket İsrail, Vatikan, İngiltere ve ABD’nin de içinde olduğu, İslam dünyasına karşı bir komplonun adıdır.
Evet, bize artık sopa değil havuç verecekler, ama ötekilerle bunlar arasında temelde hiçbir fark yok. İkisi de dinimizi değiştirmemizi istiyor.. Bizim üzerimizde İslam dünyası üzerinde otorite kurmak ve Müslümanları sömürmek istiyorlar. Bizim “Tom Amca” olmamızı istiyorlar. Kapitalizmin stepnesi olmamız halinde bize yağmadan pay vermeyi teklif ediyorlar.. Onların ucuz askeri, tetikçisi, sıçrama tahtası olacağız.. Bu şekilde İsrail’in varlığını ve güvenliğini garantiye alacaksınız, Müslümanlar yeni bir medeniyet iddiasından vazgeçecekler. Kendi geleceklerini batı demokrasisinin kavram ve kurumları ile ifade edecekler.. Yani alameti farikalarınızdan vazgeçeceksiniz.. 3. olarak da ABD ve NATO’nun askeri ve stratejik hedeflerine engel olmayacak, destek vereceksiniz..
“The cemaat” bu projenin taşeron örgütüdür.
Bu yapı bu cemaatten ibaret değildir. Paralelin de paraleli var..
Bakın DAEŞ’i, İslamifobiayı kim örgütlüyorsa, paralel yapıyı da onlar örgütlüyor.. Sağ-sol, Alev-Sünni, liberal-milliyetçi, her yerde adamları var.. Çeyrek asırlık bir proje bu.. Gülen yarım asırdır, derin devlet üzerinden onlarla beraber.
Müslümanları atomize etmek istiyorlar. Birbirine karşı kışkırtmak istiyorlar, mezhep, tarikat, radikal, ılımlı kimi bulurlarsa destekliyorlar. Böylece bizi nötralize etmek istiyor, bu sürecin sonunda insanları neye inanacağını bilmez hale getirmeyi hedefliyorlar. Sürecin sonu agnostizmdir.. Kendileri için tehdit olanlara sopa, destek olanlara havuç teklif ediyorlar.
Bakın, BOP da bu projenin bir parçası idi. Bölgede yaşanan çatışma ve belirsizlikler, bu senaryonun çökmesi sonucu ortaya çıktı. Mısır, Suriye, Yemen, Libya hepsi bu süreçle ilgili.. Gül bunları bilmiyor olmaz. Ya da Koru..
Bu süreçte, özellikle MHP’ye kayyım atanması ve Meral Akşener’in adaylığı, yeni ciddi tartışmalara sebeb olacak.. Bana göre Meral Akşener’in en büyük talihsizliği “Gülen’in adamı” gibi gözükmesi. Gülen kime destek verirse onun işi zor.. İddiaya göre Akşener’in liderliğindeki MHP çevresinde yeni bir çatı hareketi örgütlenecek. MHP ANAPvari bir şekilde yeniden yapılandırılacak.. Bu iddiaların doğru olup olmadığını göreceğiz.. Mesela, eski CHP’li, liberal, solcu birtakım kişilerin, Gül’ün çevresinin, AK Parti’den ayrılanların bu yapı içinde yer alıp almayacağını göreceğiz.. Gülen her yolu deneyecektir. PKK’ya bile oynadıktan sonra MHP’ye ilgisiz kalması düşünülemez.. MHP, “Ergenekon’un avukatlığı”ndan “Paralel yapının koçbaşı” olmaya savrulur mu bilmiyorum.. Ama düşünüyorum da, CHP ile kol kola girdikten sonra, paralelle niye girmesinler ki..
Kim kimdir, kimin eli kimin cebindedir göreceğiz.. Bakarsınız Akşener gelmiş, ama bir kısım MHP’liler gitmiş. Bazı şeyleri bekleyecek ve göreceğiz.
Selâm ve dua ile..