Barack Obama yönetiminin kararsızlıklarından ve zikzaklarından epey canı yanan Arap halkları, ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'a epeydir “Ebû İvanka” künyesiyle sesleniyor. Özellikle Suriye'ye Trump'ın emriyle düzenlenen askeri operasyonla yaygınlık kazanan ve sosyal medyada büyük karşılık bulan bu isimlendirme, Araplardaki “babaları, çocuklarının ismiyle anma” geleneğine uygun. Ebû İvanka, “İvanka'nın babası” anlamına geliyor ve Trump'ın kendisi gibi tüccar kızı İvanka'ya işaret ediyor.
Suudi Arabistanlı işadamı Ahmed İbrahim, Amerikan Los Angeles Times gazetesine yaptığı açıklamada, bu tercihin ilginç bir yönünü vurguluyor: “Birini çok sevdiğimizde, onun isminin önüne genelde 'ebû' takısını getiririz. Trump'a normalde oğluna nispetle 'Ebû Eric' dememiz gerekirdi ama 'Ebû İvanka' dedik, çünkü İvanka gerçekten muhteşem. Sayısız Suudi kadın, onunla buluşmaya can atıyor. İvanka zekayı ve tarzı temsil ediyor.”
Ebû İvanka Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti de, tam bu imaja uygun görüntülere sahne oldu. Gözler Trump'tan çok karısı Melania ve kızı İvanka'nın üzerindeydi. İmzalanan silah anlaşmaları da, “aşırılıkla mücadele” temalı konuşmalar da hep bu magazin figürlerinin gölgesinde kaldı. Medyanın cehaleti ziyaretin spot ışıklarıyla çarpışınca, ortaya “Melania, başörtüsü takmayı reddetti” türünden abuk yorumlar da çıkabildi. Oysa Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ı ziyaret eden ya da orada yaşayan yabancı bayanlara başörtüsü mecburiyeti bulunmuyordu.
***
Arap dünyasının, yeni başkandan büyük beklentilere girmesi gayet normal. Eskisi o kadar büyük hayal kırıklıkları yarattı ki, bilhassa Körfez monarşileri Cumhuriyetçi kadrolarla yaşadıkları balayı dönemlerini özlemeye başladılar. Ticaretle siyasetin baş başa gittiği son temaslar, Ortadoğu'daki “Amerikan rüyası”nın bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Taraflar bu kadar istekliyken.
İran-Rusya ekseninin coğrafyada sebep olduğu terör, talan ve kaos, Arapları ABD'nin cürümlerini unutmaya itiyor. Bir nevi, denize düşüp yılana sarılma durumu. Trump'a böyle bakılıyorsa anlaşılabilir; ancak hararetli öpücüklere boğulan Ebû İvanka'ya gösterilen içten sempati, zaruret sınırlarından gönüllülük sularına doğru açılmış görünüyor.
Arapların “Ebû İvanka aşkı”nı eleştirirken, meseleyi İslâm dünyasının genel ahvali üzerinden tartışmak daha doğru olur. Şahit olunan manzara, Müslümanların kendi meselelerini kendi aralarında çözemeyişlerinin tabii bir sonucu. Şikâyet edilen “aşırılık” da aynı şekilde, bu coğrafyaya dışarıdan yapılan müdahalelerin doğurduğu bir netice. Fakat bu fark edilmiyor olmalı ki, “aşırılıkla mücadele”yi resmen başlatırken yeni “aşırılıklar”a yol açacak bir poz verilebildi.
İslâm dünyası bugün Amerikan/ Batı ve Rusya/ Çin kampları arasına sıkışıp kalmış durumda. Meşrebine göre her ülke kendisine bir kamp seçiyor ve ona yaslanıyor. Arapları Trump üzerinden etiketlerken, geride daha masum ve güzel bir dünya yok maalesef. İran'ın Rusya'yla birlikte hareket ederek coğrafyaya verdiği zarar, “conilerin” verdiği zararla yarışıyor artık. Masum ülke bulunmadığı gibi, masum emperyalizm de yok. Bu yanılgıya kapılmamak gerekiyor.
Daha önce de bu köşede ifade etmiştim: “Amerikan emperyalizmi”ni kınayıp “Rus emperyalizmi”ne ses çıkarmamak (ya da tam tersi şekilde davranmak), meseleyi tek boyut üzerinden ve eksik şekilde konuşmak olur. Tutmamız gereken taraf, adaletin tarafı olmalı; sloganların ve hamasetin değil.
***
İlk yurtdışı ziyaretini gerçekleştirdiği Riyad'daki temaslarını tamamlayan Donald Trump, ardından -1948'den bu yana ilk- direkt uçuşla İsrail'in başkenti Tel Aviv'e geçti. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun “Umarım bir gün bir İsrail başbakanı da direkt uçuşla Tel Aviv'den Riyad'a gider” temennileriyle karşılanan Trump'a gösterilen ilgi, Suudi Arabistan'dakinden az değildi. İsrail medyası da tıpkı Arap medyası gibi, Trump ailesinden magazin haberleri çıkarmaya odaklandı. Melania Trump'ın havaalanında kocasının eline attığı şaplak başta olmak üzere, bol bol çıkardılar da…
Trump'ın İsrail ziyareti, açıkça dile getirilmese de Netanyahu yönetimi için hayal kırıklığı oldu. Ağlama Duvarı'na tek başına giden ve yanında Netanyahu'yu istemeyen Trump, bu hareketiyle kendisinden önceki yabancı siyasi liderlerin adımlarını takip etmiş oldu. Doğu Kudüs'ün İsrail işgali altında bulunduğunu böylece resmen İsrailli muhataplarına bildiren Trump, ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliği'ni Kudüs'e taşımayacağının da ilk ciddi sinyalini verdi.
Netanyahu “başkan düzeyinde” istediği desteği bulamasa da, Trump yönetimi, İsrail'e yerleşim yanlısı ve destekçisi David Friedman'ı büyükelçi atayarak, Filistin sorununun en girift meselelerinden birinde tarafını göstermişti. Kendisi de Yahudi olan ve illegal yerleşimler için bağış bile toplayan Friedman, Netanyahu yönetimi için “büyük bir hediye” olarak değerlendiriliyor.
***
Donald Trump, dünyanın farklı ülkeleri ve yönetimleri için farklı anlamları olan renkli bir isim. Dünya medyası Trump'ı ve sürpriz adımlarını yakından izlerken, Ortadoğu halklarının zihnindeki Trump imajı da durmaksızın değişecek gibi görünüyor. Bakalım, zaman içinde Trump'ın “Ebû İvanka”dan başka hangi unvanları olacak…
Âkif Emre
Ramazan arefesinde dâr-ı bekâya uğurladığımız Âkif Emre Ağabey'e Rabbimiz rahmet ve merhametiyle muamele buyursun. Müslümanca bir ömür sürdü, hep Müslümanca bir duruşun derdinde oldu. Kendisini sâlihlerden bilirdik; Rabbimiz de sâlihler kervanına katsın. Âmin.
Metin Özer
Ebû İvanka’nın Ortadoğu turu
24 Mayıs 2017, Çarşamba