Abdurrahman Dilipak
Cumhuriyetin 1. Evresinin bakiyesi
Cumhuriyetin 3. Evresine girerken 1. Evrenin bakiyesi büyük bir inkıraz içinde.
İnce krizi CHP’yi bir yol ayırımına getirdi. Kılıçdaroğlu kongre için İnce’nin yeterli sayıda imza toplayamayacağını düşünüyordu ama İnce yeter sayıya ulaşmış gözüküyor. Çünkü delegeler de bu işin böyle gitmeyeceğini gördüler ve anladılar. Son gelen kamuoyu araştırmalarına göre CHP’de kan kaybı devam ediyor. Bugün seçim olsa CHP’nin alacağı oy %22. Eğer zayıf bir aday profili ile çıkarsa %20’yi zor bulur.
Bana göre, İnce kongre için yeterli imzayı bulur ama, genel başkan olmak için yeterli oyu alamaz. Değişim lideri 3. bir isim olur. Tabii o zaman Kılıçdaroğlu ve İnce ne yapar, yeni lideri istemeyenler ne yaparlar onu kestirmek zor. CHP bölünebilir de. O zaman biri barajı aşarsa, ötekisi baraja takılabilir. Böyle bir durum da var. Ama bölünmeyelim diye kimse böyle bir durumun devamına da razı olmaz.
Kılıçdaroğlu direniyor, ama kaybedeceği anlaşılınca çevresinde kimse kalmaz.. Kılıçdaroğlu kaybedecek. Bugün ya da yarın bu olacak. Çünkü değişim isteyen 3. Yolcularla İnceciler birleşince, Kılıçdaroğlu direnemez. Bugün için Kılıçdaroğlu daha güçlü ama İnce ile 3. Yolcular birleşince Kılıçdaroğlu kaybeder. Kılıçdaroğlu’ndan kopanlar İnce’ye değil de 3. Yolculara destek verirlerse ki, bu mümkün, o zaman kazanan İnce değil, 3. Yolcular olur. Tabii bu durumda CHP’den ihraç edilenler de olur, kendileri gidenler de.
CHP’de her şey mümkün. Tek mümkün olmayan, hiçbir şey olmamış gibi partinin Kılıçdaroğlu ile kaldığı yerden yola devam etmesi. Sonuçta partisi, Genel Başkanlığa layık görmese de Cumhurbaşkanlığına layık görmüş ve sandıkta partisinden çok daha fazla oy almış bir siyaset adamı var. Ve sen o adamı partiden ihraç ediyorsun. Bunu tabanlarına anlatamazlar. Bu şekilde sandığa giderlerse avuçlarını yalarlar.
CHP tabanı Kılıçdaroğlu’na “TAMAM” diyor! Fırlattıkları slogan bumerang gibi döndü sahibini buldu..
Tek kaybeden Kılıçdaroğlu değil tabii, Meral Akşener de kaybetti. Meral Akşener’e istediği her türlü destek verildi. Para ise para, media desteği ise media desteği. Kaç tane holdingten bu kampanyaya para aktarıldı. Bu işin uluslararası sponsorları da vardı.
Yola çıkarken yaptırdıkları ankette %19.6 çıkmıştı. İnce ise %30 gibi gözüküyordu. HDP %11, SP %1. Yani %62 bir oy bekliyorlardı. Erdoğan, bu hesaba göre %37 oy alacaktı. Akşener başkanlık seçiminde kendinin %25, İnce’nin %22, Demirtaş’ın %10, Karamollaoğlu’nun %1.5 alacağını düşünüyordu. Seçim ikinci tura kalacak, 2. Turda kendisi yarışacaktı.
Hatta çevresindekiler, İnce seçilirse Akşener’le Cumhurbaşkanı yardımcılığını bile düşünmeye başladılar.
Onlara göre bu iş kesin 2. Tura kalıyordu. AK Parti %42, MHP %5-6, %48’de kalacaktı, onların hesabına göre.
Kadıncağız “Başbakan olacağım” dedi, olamadı! “Cumhurbaşkanı olacağım” dedi, onu da olamadı. Cumhurbaşkanı yardımcılığına bile razı oldu ama o da olmadı. Tabii milletvekili de olamadı. Barajı da aşamadı, herhalde bu şartlarda bir ilçede belediye başkanı olacak değil, babaanne olacak!
İkinci tur konusunda oylar birbirine çok yakın olsaydı, kriz çıkaracaklar, meşruiyet tartışması başlatacaklar, halkı sokağa dökeceklerdi. O da olmadı, açık ara bir fark olunca bütün hesapları boşa çıktı.
SP deseniz, söyleyecek bir sözleri kalmadı. Önce 28 Şubat davasındaki tutumları, davaya şikayetçi olmayı bırakın müdahil olarak katılmamaları, BÇG ile aralarında hiçbir şey olmamış gibi yapılan açıklamaların ardından CHP ile kurulan bu ittifak kendileri için siyasi anlamda bir intihar oldu.
HDP’nin de seçim sonuçları kendilerini çok fazla mutlu etmiş gözükmüyor. Bu oyların nereden geldiğini biliyorlar. CHP desteği ve bölgedeki AK Parti adaylarının oluşturduğu memnuniyetsizlik onların hanesine kâr olarak düştü. Önlerinde bir yerel seçim var. Kandil ve Membiç’de operasyonlar devam ederken sesleri çıkmıyor. Bu süreç örgüt içinde sert tartışmalara sebep olurken, batılı ülkeler de artık HDP’yi daha fazla sırtlarında taşımak istemiyorlar. Hem PKK, hem BÇG, hem DHKP-C, hem FETÖ biraz fazla ağır geldi.
İpek’in Londra’da başına gelenleri hatırlayın. Bu işlerin arkası gelecek.
Cumhuriyetin 3. Evresine girerken 1. Evrenin mirasçıları ve onlarla işbirliği yapanlar aynı kaderi paylaşıyorlar. Görünen o ki, bu kadrolar için gelecek günler geçen günleri aratacak.
Türkiye’nin bugün en büyük sorunlarının başında Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren başımıza bela olan tek parti zihniyeti var. Almancı oldular, Mussolinici, oldular, Amerikancı oldular, hatta “Yunanla kardeş” oldular. “İngiltere ile kanka” oldular, ama bir türlü bu milletin inancı, tarihi, kültürü, geleneği ile barışamadılar.
Darbelerin arkasında onlar vardı.
Ergenekon’un avukatlığını yaptılar..
PKK, PYD gibi terör örgütleri ile kol kola girdiler, onların siyasi uzantıları ile işbirliği yaptılar.
FETÖ’cülerle birlik oldular.
Esatçılık yaptılar.
Anayasa değişikliğine fren oldular.
Başörtüsü zulmünün arkasında onlar vardı.
Gezi gibi, MİT TIR’ları gibi olayların arkasında onlar vardı. Hep kriz çıkarmaya çalıştılar. En iyi bildikleri şey buydu. Siyasi kriz, ekonomik kriz, sosyal kriz. Millet oyunu gördü ve bu partiye bir daha tek başına iktidar vermedi. Darbelerle ayakta durmaya çalıştılar ama o dönem de bitti. Bir zamanlar tek parti idiler. Sonra sağ/sol dengesi %60/40 oldu. Bugün bu denge %75/25. Onun için kendi dışındakileri bölüp, birlik dışında kalanlarla ittifak kurarak varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar ama CHP’de kan kaybı, kemik erimesi, kas erimesi giderek hızlanarak devam ediyor.
CHP’lilerin hoşuna gitmiyor ama, Cumhuriyet 3. Evresinde, 1. Evrenin bakiyesi ise her gelişmenin önüne engel koyarak varlığını hissettirmeye devam ediyor. Ve böyle böyle de kendini tüketiyor.
Selâm ve dua ile.