Abdurrahman Dilipak
Biz kimiz ve ne istiyoruz?
Birileri Ceziretül Arab’ı kendi babasının çiftliği sayıyor.. Erdoğan’ın Suudi Arabistan, Bahreyn ve Katar ziyareti birilerinin canını sıktı..
Birileri Türkiye’nin Suriye’ye girmesini istemiyor, Irak’a girmesini istemiyor.. Birileri bizim Kuveyt, Katar, Bahreyn, BAE, Umman, Yemen, Suudi Arabistan, Biladı Şam sınırları içindeki Filistin, Ürdün, Lübnan ile ilgilenmemizi istemiyor.. Ne işimiz var bizim orada değil mi?
O birileri bizim Afrika’ya açılmamızı istemiyor, Asya’ya, Balkanlar’a, Kafkasya’ya, Türkî dünyaya açılmamızı istemiyor..
Kimse neden hiç Hindistan’dan sözetmez.. 100 yıl öncesi sınırları itibarı ile yani Pakistan ve Bangladeş’le birlikte Hind coğrafyasında dünyada yaşayan 4 kişiden biri yaşıyor. Dünyada yaşayan 3 Müslümandan biri de bu coğrafyada yaşıyor..
O coğrafyayı Cinnah’tan değil, Mevlana Ebulkelam Azad’dan dinlemek gerek.
Hindistan Türki bir devlettir. 300 yıl Babur Şahlığı tarafından yönetildi..
Şuraya gitme, orası Amerika’nın himayesinde, şuraya girme, orada İngiltere var, şuraya yaklaşma orası Fransız bölgesi.. Türk dünyası ile ilgilenme orada Rusya var.
Hayır, biz ABD ile de AB ülkeleri, Rusya, Çin, Hindistan’la da ilgileneceğiz. Afrika ile de Arap yarımadası ile de Asya ile de.. Bu topraklar hilafet toprakları idi ve biz Osmanlı’nın devamıyız.. O coğrafya ile bizim dini, tarihi, kültürel bağlarımız var.
İran’la da ilgileneceğiz. En büyük sosyolojik topluluk Azeri’lerdir orada. İran eski bir Türkî devlettir. Cumhurbaşkanının yıldızlarından biri Hindistan yıldızıdır, bir diğeri İran. Türkiye’den sonra en büyük Türkî topluluk İran’dır ya hu! Dini bağlarımız var, komşuluk bağlarımız var..
Kimsenin yaşadığı topraklarla sorunumuz yok, ama biz her yerle ilgiliyiz. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Yeryüzünün bütün açları ve mazlumları ümmetin yetimidir..
Biz artık Avrupa’dayız, Amerika’dayız. Onlar istemeseler de biz oradayız artık. Müslümanlar kardeştir..
Hadi batılıları anlıyorum da bizimkilere ne oluyor? Hadi CHP’yi laikçileri, FETÖ’cüleri de anlıyorum da, bizden görünenlere ne oluyor.. Amerika’dan, İngiltere’den, Almanya’dan, İsrail’den, Vatikan’dan korktukları kadar Müslümanların ferasetinden de korksunlar..
ABD’nin gücü karşısında önlerine eğiliyorsunuz da, Allah’ın gücü karşısında nasıl eğilmezsiniz.. Nasıl Allah’tan korkmazsınız, ona inandığınızı söylediğiniz halde..
İçimizde o kadar çok ajan karakterli adam var ki! Çok dindar, çok milliyetçi, çok antiemperyalist görünmelerine, çok özgürlükçü görünmelerine rağmen, akıllarını ve nefislerini batıya kiraya vermişler ya da satmışlardır..
Erdoğan Suudi Arabistan, Bahreyn ve Katar’a gitti ya, birilerinin eteği tutuştu.. Erdoğan “yine geriyor” değil mi! “Mayınlı tarlada top oynuyor”!
Türkiye Katar’da üs kuruyor, Suriye’de askeri güç bulunduruyor, Musul konusunda Barzani ile birlikte planlar yapıyor! Körfez ülkeleri konferansı İstanbul’da toplanacak!
Sahi ne yapmak istiyor bu adam?
Sahi birileri “İslam Birliği”nden niçin bu kadar korkuyor. Bana göre, demek ki, doğru yoldanız, o pencereden bakınca da.. Onlar değil mi, PKK/PYD, FETÖ, DAEŞ’i başımıza bela edenler.. İslamofobianın arkasındakiler bunlar değil mi?
Musul petrollerini Ceyhan’a akıtalım dedik, TIR şoförlerini rehin aldılar, konsolosluk baskını yaptılar, sonra da Musul’u DAEŞ’e teslim ettiler..
Efendileri karşı çıkınca bizim, İslamcı, liberal, sol gözüken, gazeteci, akademisyen, siyaset adamı, sermayedar, bürokrat, STK sözcüsü hepsi koro halinde aynı şeyi söylüyorlar. Çünkü “Arzı ihlas ettikleri loca bir”.
Bir de efendilerinden korkuyorlar. Sadakatleri bir ölçüde de bundan kaynaklanıyor..
Sahi, “İslamcı” geçinen biri “İslam Birliği”nden neden korkar. Bakarsan, geldikleri yer belli, “İslamcı” geçinenin eşi başörtülü olabiliyor.. Onlar bilmiyor değil bu işleri..
İslam birliği derken, o birliği oluşturacak ülkelerin rejimleri, iktidar yapıları, ya da toplumsal yapıları ortada. Çoğu cahil, fakir, dini, mezhebi, ideolojik, politik, felsefi ve vicdani kanaat farklılıkları açısından yüz parça. Bunu biliyoruz.. Servet ve iktidar gücü açısından batıcıların çok güçlü pozisyonda olduklarını biliyoruz. Buna rağmen biz birlik istiyoruz. Onların kökü yok. Bizim oralarda köklerimiz var.. Allah’ın yardımı ile küllenen ilişkilerimizi yeniden canlandıracağız. Korkarak değil, umutla yürüyüşümüzü sürdüreceğiz..
Türkiye’de bu dönüşüm nasıl gerçekleşti ise, Biladı İslam’da da gerçekleşecek. Aramızdaki bu suni sınırlar aşılacak.. Biz İTTİHAD, İTTİFAK, İTİLAF anlayışı ile nimet ve külfet dengesine dayalı adil ve barışçı ilişkiler geliştirmek istiyoruz. Başkası yapınca iyi de, biz yapınca niye kötü olsun ki!
Tabi bizim Bahreyn ile yakınlaşmamız İran rejimini rahatsız edecek. Birileri de bizim İran’la yakınlaşmamızdan rahatsızlık duyuyor. Ne İran rahatsız oluyor diye Bahreyn ile yakınlaşmaktan vazgeçeriz, ne de birileri rahatsız oluyor diye İran ile yakınlaşmaktan vazgeçeriz. Biz Şili’ye, Peru’ya, Madagaskar’a, Myanmar’a turistik seyahat yapmıyoruz.. Birileri bundan rahatsız olsa da bu böyle.. Ötekiler bizi kendileri gibi zannediyor.. Kimsenin toprağında gözümüz olmadığı gibi, emperyalist planlarla da gitmiyoruz.. Adalet için, barış için, hürriyet için gidiyoruz. Allah’ın rızasını kazanmak için gidiyoruz, yaptıklarımızın karşılığını da O’ndan bekliyoruz..
AA’nın hazırladığı fotoğraflarla 2016 albümü var. İyi bir derleme. Bakıyorsunuz, Türkiye ile ilişkilerde batı sürekli sorun çıkartan bir ülke konumunda.. Bütün kronolojik ve spot kataloglar dünü bir bütün olarak görmek için iyi bir fırsat oluyor. Bu çalışmaya emeği geçenleri de kutluyorum bu arada, bu vesile ile. Selam ve dua ile..