Taha Kılınç
Benim sahibim senin gibi böyle öfkelenmez
|
[Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün "rahime-hümallah" bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Cennete gidecek olanları haber veriyorum, dinleyiniz! Za'îfdirler, güçleri yetmez.. Birşey yapmak için yemîn ederlerse, Allahü teâlâ, bu [müslümân]ların yemînlerini, muhakkak yerine getirir. Cehenneme gidecek olanları bildiriyorum, dinleyiniz! Sertlik gösterirler. Acele ederler. Kendilerini üstün görürler)buyuruldu.
[Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün "rahime-hümallah" bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Bir kimse ayakda iken kızarsa, otursun. Oturmakla geçmezse yatsın!) buyuruldu.
[Taberânî, Beyhekî ve İbni Asâkirin "rahime-hümullah" bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Sarı sabır maddesi balı bozduğu gibi, kızgınlık da îmânı bozar) buyuruldu.
[Beyhekî ve Ebû Nu'aymın "rahime-hümallah" bildirdikleri] hadîs-i şerîfde, (Allah için aşağı gönüllü olanı, Allahü teâlâ yükseltir. Bu, kendini küçük görür. Fakat, insanların gözünde büyükdür. Bir kimse, kendini başkalarından üstün tutarsa, Allahü teâlâ onu alçaltır. Herkesin gözünde küçük olur. Kendini yalnız kendisi büyük görür. Hattâ köpekden, domuzdan dahâ aşağı görünür) buyuruldu.
Ahkâm-ı islâmiyyeye uyanın düâları muhakkak kabûl olur. İstigfârı ve istigfâr düâsını bütün gece okuyup, uykusuz kalmamalıdır. İstigfârı ve bütün düâları, ma'nâsını düşünmeden, temiz kalb ile söylemezse, yalnız ağız ile söylerse, hiç fâidesi olmaz. İstigfârı ağız ile üç kerre söyleyince, temiz kalb ile de söylemeğe başlar. Günâh işlemekle kararmış olan kalbin söylemesi için, ağız ile çok söylemek lâzımdır.
Harâm lokma yiyenin ve nemâz kılmayanın kalbi simsiyâh olur. Böyle kalblerin söylemeğe başlaması için, istigfâr düâsını üç kerre okumak ve sonra 67 kerre istigfâr söylemek, ya'nî (Estagfirullah) demek lâzımdır.
Allahü teâlâ, (tevbe ve istigfâr edeni severim ve günâhını afv ederim) buyuruyor. Tevbe, günâhı işlediğine pişmân olmak, günâh işlemekden hemen vaz geçmek ve bir dahâ yapmamağa karâr vermek ve afv etmesi için Allahü teâlâya yalvarmakdır.
Bu dört şeyden biri noksan olan tevbe kabûl olmaz ve günâhı afv edilmez. Tevbeden sonra günâhı tekrâr yaparsa, tevbesi bozulmaz, yeniden günâha girer. Bunun için, ayrıca tevbe etmesi lâzım olur. Hakîkî tevbesi yapılan günâh, muhakkak afv olur. Tevbe yapılmıyan günâh için, Allahü teâlâ, dilerse afv eder, dilerse azâb eder.