Bu yazım, tevafuken Kadir Gecesi'ne denk geldi..
Bin aydan hayırlı bir gece..
Erişene, erişip idrak edene ve mükafatlarından hissedar olabilenlere ne mutlu..
Kadir'e erişip kadre eren, kıymetini bilip rızasına kavuşanlardan olmanız dileğiyle..
Geceniz mübarek olsun..
***
Bir çok alanda (bankada, sigortada, vergi dairesi, postane vb. devlet daireleri) kolaylıklar yaşanması ve insanların başkalarına olan saygısı, halka hizmet verilen her türlu kurumlarda herkesin sırasını bekleyip başkalarının sırasını gaspetmemesi, trafikte sürücülerin trafik kurallarına uyması gibi rahat bir yaşam tarzı olduğu kadar; akaryakıt fiatlarından tutun hastanelerdeki servislere kadar, sosyal hizmetlerinden tutun aşırı vergilere varana kadar her konuda sorunların yaşandığı bir ülkede yaşıyoruz.
İnsanların yaşanan sorunlar karşısında ne hükümete ne belediyelere ne de siyasetcilere herhangi bir tepki gösterdiklerini göremiyoruz. Varsa da, Kanada medyası ağız birliği etmişcesine ya görmüyor olanları, ya da çok ufak haberlerle geçiştiriyor..
Bu günlerde benzinin litre fiyatının 1.60 dolara kadar tırmanması bazılarını bir nebze olsun rahatsız etti. Montreal'de geçtiğimiz haftalarda sosyal medya üzerinden benzin fiatlarındaki artışı protesto için, Mayıs ayının 30’unda protesto mitingi yapılacağının paylaşımı yapıldı.
Aslında halk, böyle bir protesto yapma konusunda gayet haklı. Hatırlayanlarınız olacaktır, 2003 yılında da böyle bir ani artış olmuş petrolun varili $70.00 dan $140.00 dolara yükselmiş benzin fiyatı da litresi 75 cent iken 1.35 dolara hatta 1.40’lara dayanmıştı. Şimdi petrolun varil fiyatı 102 dolar. 2003’te ki fiyat artışı oranlarına göre hesaplarsak benzinin litre fiyatının 0.95 cent civarı olaması gerekirken 1.61 dolara kadar dayandı.
-Bu aradaki fark nereden kaynaklandı?
-Para kimlerin cebine nasıl ve ne sepbeple giriyor?,
Ne hükümetten ne de muhalefetten, vatandaslara yapılan mantıklı bir açıklama yok.
Sadece benzin fiyatları mı ? Elbette değil. Montreal'in yollarında araç kulanabilmek için adeta bir cambaz olmak gerekiyor.
- Her taraf çukur,
- Yama yapılan yerlerde kasisler,
- yetmezmiş gibi inşaat var diyerek kapanan bir çok yollar ve
- doğru dürüst takip edecek detour levhaları konulmaması sebebiyle halka yıllardır trafik çilesi çektiriyorlar.
Kış aylarında belediyelerin aslî gürevi olan kar küreme çalışmaları çok kısıtlı yapılıyor.
Günlerce bekleyen kar yığınlarının üzerine yeni karlar yağıyor.
İnsanlar evlerinin önünde mahallede araçlarına park edecek yer bulamıyorlar.
Üstüne belediye bu şartlarda tolerans göstermeyip yasak yere park edenlere ceza kesiyor.
Artık eskisi gibi kaldırımlara tuz atılmaz oldu.
Kış aylarında insanlar kaldırımlarda yürümeye korkuyorlar. Facebook’ta, Youtube’da izlemişsinizdir yollarda yürüyemeyip düşenlerin halini....
Acil olarak hastanelere gidenlerin 10 ila 12 saat bekletildikleri de başka bir acı gerçek.
Benim de başımdan geçen bu konuda tecrübem var. Acil servise ambulansla gittiğimiz halde 15 saat sonra muayene edilip önemli değil deyip evimize geri göndermişlerdi...
- Hastanelerde MR, röntgen gibi sağlık hizmetlerinden yararlanmak için randevuların en erken 3 ay ila 9 ay sonrasına verildiği,
- aile doktoru olma zorunluluğu olduğu halde doktorların yeni hastalar kabul etmediği,
- hastaların fellik fellik doktor arayıp bulamadığı,
- yeterli doktorun olmadığı bir ülkede yaşıyoruz ama maalesef kimseden tık çıkmıyor.
Bu ülkede, çok iyi düzenlenmiş bir eğitim sistemiyle yeni nesilleri bu eğitim sisteminden geçirerek, tepkisiz, sorgulamayan, hakkını aramaktan aciz, sus-pus olmuş itaatkâr bir toplum inşa ediyorlar. Toplumun genel yapısı bu..
Aksini düşünen en basitinden Tim Hortons cafelerden kahve almak için dursun.
10 - 15 müşteri kuyruk olmuş bekliyor..
Tezgahın arka tarafında hiç yoksa 7-8 çalışan var.. Birbirleriyle sohbet ediyor ya da sanki bir şeylerle meşgul oluyormuş gibi ordan oraya yürüyorlar..
Yaptıkları bir şeyin olmadığını ama müşteriye servis yapanın da olmadığını göreceksiniz..
Amaaa!..
Bu duruma rağmen kuyruktakilerden 15-20 dakika beklediği halde bir tanesinin de çıkıp "hiçbir iş yapmıyorsunuz bizi niye bekletiyorsunuz?" diye, olan-biteni sorgulamadığını da göreceksiniz..
Sözünü ettiğim ve daha sayamadığım bütün sorunların yaşandığı ve eğitimle sus-pus olmuş bu ülke vatandaşlarında, bizim alışık olduğumuz şekilde tepkilerle; başbakana, hükümete ve iktidar partili belediyelere hesap soran, hakaret eden, şantaj-montaj ve küfürlerle saldıranlar olmuyor..
Tam yeri gelmişken çok enteresan bir haberi sizlerle paylaşayım.
Geçtiğimiz ay sanal alemde örgütlenip Montreal'de yapılacak benzin fiyatlarını protesto mitinginden sözetmiştim ya.. Merakla bekleyip takip ettim. O gün işim gereği Amerika'da olduğumdan bizzat gidip yerinde gözlemleyemedim, ancak haberlerden takip ettim. (Google’dan "gas price protest in Montreal" yazarsanız bu haber hakkında bilgileri alabilirsiniz.)
Sanal alemde 5.000 kişinin ‘’gideceğim’’, 40.000 kişinin de ‘’gitmeyi düşünüyorum’’ dediği miting tam bir fiyasko ile sonuclandı.
Düzinelerce polis memurunun özel olarak görevlendirildiği 30 Mayıs’taki miting alanına, organizeyi hazırlayıp yayınlayanlar dahil kimse gelmemiş..
Sadece bir bayan gelmişti. Evet yanlış okumadınız. Haberi görenleriniz mutlaka olmuştur. Sadece bir bayan...
Emily Campbell adındaki bu bayan güvenlik için göreve gelen polislerle hatıra fotografı çektirerek haberlere konu olmuştu..
Eee ne de olsa Türk tipi bir muhalefet anlayışı olmayınca buradaki protestolar da böyle oluyor..
Parlementer sistemle yönetilen Kanada'da seçimler yapılsa da devletin en yüksek yönetim mercii olan genel valilik makamı İngiltere Kraliçesi’ni temsil eder ve Kraliçe tarafından atanır.
İktidarı da muhalefeti de kraliçeye bağlılığını mutlaka bellli etmesi gerekir ki ülke yönetimine talip olabilsinler. Aksi halde seçilseler bile iktidar, başarısız ve kısa ömürlü olur.
Basın yayın organları da keza bu yüzden bizdeki gibi
- protestolar,
- sokak yürüyüşleri
- esnafların camlarını dağıtmalar,
- ekmek almaya giderken polislere molotof ve taş atanlar,
- milli servete zarara sokanlar olmuyor.
Ülke güllük-gülistanlık…
Ekonomisi iyi, yaşam standartları yüksek, sorunsuz bir ülke olarak dünyaya reklam ediliyor, ediliyor ki bizim ülkemiz gibi bu dünyaya yabancı olan ülkeler, bu ülkelerin reklamlarına bakarak bunlar gibi yaşam istesinler ve avam kamarasına boyun eğip kraliçeye bağlanmayı arzu etsinler. Üzerine güneş batmayan imparatorluk böyle ayakta duruyor...
Tam bu noktada insan düşünmeden edemiyor.
Acaba bizdeki bütün karışıklıkların, devlete saldırıların, ülkenin bekası ve refahı için yapılan ve yapılacak büyük yatırımların, savunma sanayindeki gelişmelerin, sağlık hizmetlerindeki kalitenin, kısacası yapılan bütün hizmetlere inkârların sebebi; ülkemize kraliçe vali atayamadığından mı kaynaklanıyor?..
24 Haziran seçimleri için Kanada’daki oy kullanma günleri Ramazan Bayramı’na denk geliyor. Ülkemizin bekası, milletimizin refahını gözeterek, ülkemiz için en hayırlı ve en doğru olan kim ise onu seçmek için mutlaka sandığa gidip oylarımızı kullanalım. Seçimlerde oy kullanmanın bir vatandaşlık görevi olduğunu unutmayalım.
Şimdiden Bayramınızı kutlar daha nice bayramlar geçirmenizi temenni ederim.
Allah'a Emanet...
Not : Kanada da oy kullanma saatleri :
Bütün sandık kurulan şehirlerde 16-17-18 Haziran günleri sabah 9:00 akşam 9:00 a kadar
Oy kullanılacak Sandık adresleri:
Montreal: 1134 Rue Sainte-Catherine Ouest. suite : 700 . Montreal, Quebec, H3B 1H4
Ottawa Büyükelçiliği: 197 wurtemburg Street. Ottawa, Ontario. K1N 8L9
Toronto Başkolosluğu : 10 Lower Spadina Avenue, Suite : 300. Toronto, Ontario M5V 2Z2
Vancouver Başkolosluğu : 1111 West Gorgia Street, suite : 303. Vancouver, BC V6E 4M3